Konuyla ilgili bir diğer görüşüne başvurduğumuz sendikacı da Dok Gemi-İş Sendikası Başkanı Necip Nalbantoğlu... Nalbantoğlu'yla, hem Tuzla tersanelerindeki ölümler hem de Limter-İş Sendikası Başkanı Cem Dinç'in iddiaları hakkında konuştuk
* Limter-İş Sendikası Başkanı Cem Dinç, sizin ölümlerle ilgili bir kişi hariç herhangi bir açıklama yapmadığınızı, hatta ölümleri saklandığınızı söylüyor. Ben devletin savcısı ya da yargı mercii değilim ki, açıklama yapayım. Ölüm olaylarından 2-3 gün sonra haberim oluyor. Ölümleri sendikadan gizliyorlar, biz de tesadüfen Emniyet'ten öğreniyoruz. Bu ölümler Türkiye'nin yüzkarasıdır. Öyle baretle, broşürle, pansumanla eğitim olmaz. Çünkü bunların hepsi engellenebilir ölümler. 2000 yılından bu yana 55 kişi ölmüş. Bu kişilere "Kaza geçirebilirsiniz" uyarısı yapılsaydı, önlemlerini alırlardı. Tuzla'da 25 tersanenin akitli sendikasıyız. Şu anda 6 bine yakın sendika üyemiz var. Sendikamız 2 yönüyle akit olduğumuz işyerlerini denetliyor. Tersanede çalışan temsilcilerimiz var ve gün içerisinde ne olup bittiğine dair bilgimiz oluyor. Sendika Genel Merkezi olarak Tuzla'ya yılbaşından bu yana her gün gitmişiz. Denetlemiyoruz diye bir durum yok yani. Bu ölümlerin önüne ancak işçiler sendikalı olduğu takdirde geçilebilir. GİSBİR'de 327, bakanlıkta kayıtlı 563 taşeron firma var. Bizim kayıtlarımıza göre ise bu rakam bin.
'TAŞERONLUK KALKMALI' Bu ölümleri ancak taşeronluğun ortadan kalkmasıyla engelleyebiliriz. GİSBİR Başkanı'nın "Yılda 5-6 ölüm normaldir" açıklaması bahtsızlıktır. Ben bir işçinin parmağının kesilmesini bile abes görürüm. Bakanlıkla bir toplantı yaptık. Limtek-İş'le görüşlerimiz ortak. Farklı görüşlerimiz olsa da sonuçta sendikayız. "Bütün işçiler sendikalı olmalıdır", iş kazaları, sigortasız işçi, fazla mesai, çocuk işçiler gibi hayati konularda birleşiyoruz. Taleplerimiz yerine getirilmediği takdirde, eylemlerimiz sonuca ulaşıncaya kadar devam edecektir.