Televizyonu 'mutlulukla' seyretmek
Hülya Avşar'ın Türkmax'taki programını 'mutlulukla' izledim geçen akşam. 'Mutlulukla' sözcüğünü lafın gelişi değil, haletiruhiyemi tam olarak belirttiği için seçtim. Konuk Yılmaz Karakoyunlu gibi bir "derya" olunca, insanın böyle bir sohbette bırakın yüzme arzusu duymasını, boğulası bile geliyor.
KILKADARİNCE Türkçe'yi bize bir daha, bir daha sevdirecek kadar akıcı, zengin ve sihir saçarak kullanıyor Karakoyunlu. Sözcükler dilinden raks edercesine savruluyor, binbir konuda kıl incesi detaylara kadar bilgi veriyor. Hem öyle öğretir gibi, kibirle, bilgiç edasıyla da değil, bilge ve çelebi tavırlarla yapıyor bunu. Hülya Avşar'a gelince. Samimiyetle söylemeliyim ki bu debdebesiz, sakin, duru format ve stüdyo, daha önceki şatafatlı, iddialı, 'kaygılı' programlarından çok daha kendisi, çok daha başarılı, muzip ve sıcak kılmış onu.
İÇTENGELENLER Belli ki bir nevi sıkı ders çalışıyor, konukları gelmeden önce haklarında çok şey öğreniyor, disiplinli, tutarlı, zaman zaman da yaman sorularla gelenin gönlünü hoş eğleyip, rahatlatıp, olabildiğince içtenleşmelerini sağlıyor.