Panik bozukluğu olan birçok hastanın herhangi bir olaya ya da duruma odaklanamama, sürekli ya da arada bir ortaya çıkan sıkıntı ve kaygı sorununu dile getirdiği gözlemlenmiştir. Bazı hastalar ise sağlıklarıyla ilgili ya da sevdiklerinden ayrılma veya onları kaybetme konusunda endişeli olduklarnı dile getirmişlerdir. Panik bozukluğu olan pek çok hasta, hafif bir baş ağrısını beyin tümörü ya da hipertansif bir kriz olarak yorumlar. Bu kişiler, ilaç yan etkilerine karşı daha duyarlıdırlar. Genellikle ilaç almaları için sürekli bir güvence verilmesi ihtiyacını hissederler.
GÜVEN KAYBI GÖRÜLÜR Panik bozukluğu, hastaların bir kısmında kişiler arası ilişkilerin bozulduğu dönemde ortaya çıkmıştır. Özellikle boşanma, kendi başına yaşamak için evden ayrılma, iş değişikliği gibi dönemlerde başlangıç ya da alevlenmeler olduğu dikkat çekmiştir. Ayrıca bu bozukluğun getirdiği isteksizlik, güven kaybı, olumsuz düşüncelerin ön plana çıkması, kişiyi birçok konuda engeller. Bu hastalar bu durumlarını "güçsüzlük" ya da "zayıflık" olarak yorumlar. Kişiler, korkuları nedeniyle hem sık doktora gider hem de yine korkuları nedeniyle günlük işlerini ve sorumluluklarını yerine getiremez olur. Tüm bunların sonucunda iş kaybetme, okul başarısında düşme, hatta sınıfta kalma ve evlilikte sorunlar görülebilir.