Sultanahmet manzaraları
İşçisi, memuru, köylüsü, kentlisi, askeri, sivili, başı bozuğu. Dahası da var elbet. Eşikteki, beşikteki, kucaktaki, omuzdaki, tatildeki, gezmedeki, tozmadaki. Dünyanın da, Anadolu'nun da, İstanbul'un da her yerinden akın etmiş güruhlar. Sanki 7 düvelin 7 milyar canından yongalar süzüldü toplaştı Sultanahmet Meydanı'nda.
YAN GÖZ YOK Bunca yerden bunca, farklı telden, yöreden, birikimden, görüşten, düşünüşten insan omuz omuza, yan yana, can cana oturuyor, gülüyor, konuşuyor, yürüyor, dolaşıyor. Kimse kimseye yan gözle bakmıyor, kimse kimseyi giyimi kuşamıyla yargılamıyor.
ŞAŞKIN TURİSTLER Ayaküstü tanışmalar, hoş sohbetler, aileler, gruplar, gençler arası muhabbetler gırla gidiyor ortamda. Turist kafileleri havuzun gürüldediği orta yerde buluşma yapınca korozmanlar oluyor, liderini kaybedip zorlukla bulan şaşkın turist portreleri çarpıyor göze.
NASIL OLUYOR? Ortada politikacı yok, idareci yok, bürokrat yok, yazarçizer yok, oyunbozan yok. Halkın bizatihi kendisi oralarda konuşlanan. Sultanahmet'i sayın ki bir küçük Türkiye'dir. Eh peki nasıl oluyor da oluyor? Nasıl bir ahenk, nasıl bir hoşgörü, nasıl bir koşulsuz kabullenme hayata geçiyor. Soruyu size sorar gibiyim ama yanıtı başka yerlerden gelmeli biliyorum.
KAVRAYALIM MI? Şimdi sizden ricam bu fotoğraflara bir daha, bir daha, bir daha bakın. Uzun lafın kısası; fitne fesat, ön yargı, tetikleme, ajitasyon, abartma, çarpıtma olmazsa hiçbir araz çıkmıyor, her şey yolunda gidiyor iyicene kavrayın...
|