Şekerin belirgin bir şekilde düşüklüğü, beyinde önemli hasara yol açar. Hasta komaya girebilir ve ölüm tehlikesi oluşabilir....
Şeker hastalarında hipoglisemi (şeker düşüklüğü), hipoglisemi şekerin belirgin düşüklüğü demektir. Kan şekerini düşüren birçok hastalık ve durum bulunmaktadır. Biz burada şeker hastalığında görülen hipoglisemiyi anlatacağız.
Organlara zarar verir Normalde açlık şekeri 70 ila 110 arasıdır. Şeker hastalığı tedavisinde kullanılan hapların ve insülinin amacı, kandaki şekeri normal seviyelere getirmektir. Ancak bu ilaçlar gereğinden fazla kullanılırsa veya hasta her zamanki ayarlanmış olan miktardan az yemek yerse, kan şekeri normal seviyelerin altına gerileyebilir. Bunun dışında böbrek yetmezliği ortaya çıkıp ilerlediğinde hem ilaçların hem insülinin atılımı-yıkılması azalır. Böylece daha öncesinde ilaç kullanırken böbrek yetmezliğinin şeker hastalığına eklenmesi ile ilaç ihtiyacı azalır; bazen de tamamen ilaçsız kan şekeri normal seviyelere yakın seyredebilir. Bunun sebebi, oluşan insülinin atılım eksikliğine bağlı olarak etki süresinin uzamasıdır. Böyle bir durumdaki hasta böbrek yetmezliği öncesi ilaç tedavisine aynı şekilde devam ederse, kan şekeri normalin altına gerileyebilir. Kan şekerinin düşüklüğü çoğu organın çalışmasını bozar. Beyin bu durumdan en çok etkilenen organdır. Çünkü beynin ana enerji kaynağı kandaki şekerdir.
Baş dönmesi görülür Kan şekeri düştüğünde kişi; açlık hissi, terleme, baygınlık hissi, çarpıntı, titreme hissedebilir. Kan şekeri daha da düşerse beyne giden şeker azalacağından beyin etkilenmeye başlar ve baş dönmesi, aşırı bitkinlik ve zayıflık, baş ağrısı, anlamada güçlük, davranış bozukluğu, görme bozukluğu, şuur bulanıklığı, kasılma gibi bulgular ortaya çıkabilir. Uzamış aşırı kan şeker düşüklüğü, beyne zarar verebilir. Hasta komaya girebilir ve çok aşırı kan şekeri düşmesi ile ölüm tehlikesi oluşabilir. Yukarıda bahsedilen bulgular yavaş yavaş da başlayabilir veya çok hızlı ilerleyebilir.
* * * Kan şekerinin Medicana Çamlıca Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Engin Yurt anlatıyor...