Bu toprağın kadınları
Gerçek kahramanlarından uzaklaştırılıp üretilmek istenen sahte kahramanlarla iğdiş edilmek istenen Türk milletini zaptedebilene aşk olsun! Şükürler olsun ki, bu milletin Mehmetçik'i karlı dağlarda destan yazarken, al yazmalı kadınları da terörle sindirilmek istenen şehirlerinde bayraklaşıyor. Kadınlarımız, Nene Hatun ve Kara Fatma gibi tarihten aldıkları ilham ve damarlarındaki asaletle örnek oluyorlar millete. Kimsenin tahmin edemeyeceği zamanda ve yerde, bazen erkeklere nazire yaparcasına(!) dikiliyorlar bölücülerin karşısına... Ne ilginçtir, Bülent Ersoy'u televizyon stüdyosundaki konuşmalarından ötürü cesur bulup kutlayanlar, onlar hakkında tek laf edemiyorlar. Eylemcilere diklenen Urfalı Merak edenler için hatırlatalım; Mehmetçiğimiz, sınır ötesi operasyona başladığında, Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki gibi, bölücüler Şanlıurfa'da da gösteri yapıp protesto etmişlerdi. Barış için savaşa karşı çıktıkları açıklaması yapan 200 kişilik İHD'li gruba o sırada yoldan geçmekte olan 35 yaşlarındaki Nuran adlı başörtülü bir kadın müdahale edip şöyle haykırmıştı: "Çoluk çocuk ölürken neredeydiniz? Ülkenin kardeşliğini, asıl siz bozmayın." Sen misin bunu söyleyen! Barış için savaşa karşı olduğunu söyleyen 200 kişilik gözü dönmüş grup çullanıyor üzerine. Yumruklayıp tekmeliyorlar. Resmen linç edecekler. Allah'tan polis yetişiyor ve kadını kurtarıyor. Sonra ne mi oluyor? Sakın zırzır ağladığını, korktuğunu, feryat ettiğini sanmayın! Etrafını saran gazetecilere soyadını bile söylemeye tenezzül etmiyor. Kahramanlığa soyunmuyor! Yaptığı işin büyüklüğüne, kutsallığına aldırış etmeyip "görev ve sorumluluk" kabul ediyor. Israrlar karşısında da "Ben vatan annesiyim" deyip çekip gidiyor. Gördünüz mü Türk annesini! Eli öpülesi ve baş tacı edilesi bu toprakların kadınını...
Batman'da bayraklaşan anne Başka bir Türk kadını da Batman'da objektiflere takıldı... DTP'lilerin mitinginden sonraki yürüyüş sırasında yıkıcı ve bölücü sloganlar atıldı. Örgütün bez parçaları sallandırılırken bir kadın çıktı, herkesin bakışları arasında evinin balkonuna Türk bayrağını gururla ve kararlılıkla astı. Aynı şey oldu. Gözü dönmüş PKK'lı bölücüler, boyu posu açısından koca koca denilecek adamlar, taş-sopa, ellerine ne geçirdilerse balkondaki kadına attılar. Taşların kimi kadına çarpıp yaraladı. Ama, o bayrak o balkondan inmedi. Adı sanı hâlâ bilinmeyen o kadın da erkek milletine dersini verdi. Şimdi bu 2 kadının duruşuna, yaptıklarına, cesaret ve kahramanlıklarına bakalım; bir de İstanbul gibi şehirlerde azgınlaşan bölücülerin benzer saldırılarını seyredenlere! Hangisi daha asil! Hangileri daha yiğit! Türk anaları adına, bu 2 kadını bulup (onlar reddetse de) şükran ve onur vermek devletin ve milletin görevi değil mi?