Hakemler nereye
F.Bahçe sakat ve cezalılarla birlikte 8 eksikle çıktığı Ankara deplasmanında elinden geldiğini yapmaya çalıştı. Çünkü 19 Mayıs Stadı'nın zemininde futbol oynamaya çalışmak mümkün değil. Ankara kökenli bir futbolcu olarak bizim dönemlerimizdeki 19 Mayıs'ı çok iyi hatırlıyorum. Nerede eski 19 Mayıs, nerede şimdiki 19 Mayıs. F.Bahçe oyuna iyine başladı. Sahanın elverdiği müddetçe yerden ayağa oynamaya çalıştı. İlk 45 dakikada Kezman'ın varlığını sahada hissedemedik. Ama bunda ileride çok yalnız kalmasının da rolü var. Kazım maça en iyi başlayan F.Bahçeli'ydi. Sağ kanadı mükemmel kullandı. Uğur da soldan güzel ve delici ataklar yaptı ama dediğim gibi getirilen toplar ileride tek kalan Kezman'a ulaşamadı. O yüzden F.Bahçe'nin atacağı golün serbest atışlardan geleceğini düşündük. Bunda yanılmadık. Alex'in indirdiği toplar hep tehlike yarattı. Fakat hakem Özkahya gerçeğiyle karşı karşıya kalacağımızı doğrusu hiç düşünmemiştik. Daha ilk dakikalarda Önder'e yapılan 2 hareket var. Forması yırtılmaya çalışılan bir futbolcu için penaltı çalamayan Özkahya futbol adına suçludur. Ama burda yardımcı hakemi de es geçmemeliyiz. Futbolun basit kuralıdır. Formadan çekmek, itmek kusurlu harekettir ve eğer bu hareket cezasahası içindeyse penaltıyla cezalandırılır. Şu kuralları bile bilmeyen hakemler ülkemizde maç yönetiyorlar, yazık. Kazım'ın suratına tüküren Lamas ve kasığına tekme atan İlkem'e kırmızı kartını gösteremeyen hakemlerle yola çıkan Oğuz Sarvan'a Allah kolaylık versin ama nedense aynı hareketi Volkan, Lincoln'e yapınca kırmızı kartı yiyor. Bu çifte standarda kim ne zaman dur diyecek merak ediyorum. 2. yarıda da değişen bişey yok. Bu devrede Serdar'ın güzel kurtarışlarını ve F.Bahçe'nin ölü toplardaki tehlikelerini izledik. Maçın skoru o kadar önemli değil, önemli olan Türk hakemliğinin nereye gittiğidir ve tartışmamız gereken nokta da budur.