İlkbahar geldi işte
Bunca gürültü patırtı içinde insanın sevdayla, tutkuyla randevusu gerçekleşebilir mi? Ya da zaten başlamış ve her nasılsa devam eden aşkların ömrü ne kadar vefa eder bu hır gür iklimine? "Aşk koşul ve ortam ayrımı yapmaz" mı diyorsunuz? Yok canım. O dediğiniz, çizgi romanların konuşma balonundakiler gibi üfürükle dolmuş bir laf artık. Aşkın koşulları, ön koşulları, olmazsa olmazları çoktan betonlaştı. İlgisiz, alakasız, özensiz, düzensiz beraberlikler her türlü ilişkiye uç veriyor belki ama yürek yüreğe birlikteliklerin kapısını bile çalamıyor. Hiç kimse sadece vererek, kendinden tüketerek kurulacak bir gönül arkadaşlığının yürümesinden medet ummuyor.
NEYİNKEŞFİ? İnsanlar o beraberliğin emeksiz ve ortak çarpan iki yüreksiz gıdım bile ilerlemeyeceğini biliyor şükür ki. Çevrede dönüp duran, gözümüze, aklımıza çatal ucu gibi batan bazı örneklerin şişirme, kaplama, abartma ve sanal aşklar olduğunu keşfetmeyen mi kaldı aramızda? O zaman söyleyin, kim olursak olalım bizim kendimizden ve kendi dertlerimizden gayrı bir de "karşı tarafın" tasasına, sıkıntısına, arzusuna ayıracak vaktimiz, mecalimiz hatta düşüncemiz var mı? Dünya gailesi her birimizi korkunç bir cangılın içinde, yolu yitmiş ve pusulasız bir kayıp kişi haline getirmişken nerede kaldı ki sevda partnerimize koltuk çıkalım.
DOPİNGLİAŞKLAR Çevremizi tanıyalım gezisine çıksak dopingli aşk koşucularının sürüsüne rastlarız her yerde, yalan mı? Çoğunun hangi ilacı kullandığı idrar tahlillerinden değil, kredi kartı harcamalarının ya da çıkar ilişkisi fotoğraflarının analizinde piyastos oluverir.
NEGATİFMİ? Gamlı Baykuş konuşması olsun için demiyorum böyle lafı. Kimbilir belki de herkesi kendim gibi sanmanın bubi tuzağına yakalanışın bir tezahürüdür bu 'negatif' söylemim. Yani ilkbahara da aşksız ayak basacak olmanın yarattığı bir bezginlik, bedbinlik göstergesidir.
DİRENÇOLAYI Kararı siz verin öyleyse. Ben bu satırlarımı alıp aradan çekilsem, kalakaldığınız ortamlarda yukarıda dediklerimden hangisi olacak ya da olmayacak? Fedakarlık, direnç, mücadele kılıflarıyla kaplanmış, aslı; ite kaka gidişat, suni teneffüslü hayat şeklinde süren ilişkilerin yaldızı kazınmayacak mı anı gelince?
KÖTÜBARIŞ Olanı olduğu gibi değil de istediği gibi görmeye meyilli akıllara diyeceğim bir şey yok. Ama gönlüm hepimizin şöyle bir silkinmesini, kalbi durum vaziyetlerini şöyle bir tepe tırnak gözden geçirmesini arzuluyor içten içe. İyi bir kavga, kötü bir barıştan evla değil midir dostlar?
CANLANIRIZ O zaman bunca kavganın arasında bir de böylesi bir anlamlı kavgaya otursak da, huyumuz suyumuzu, karşımızdakiyle durumumuzu iyicene elden, gözden geçirsek. Kimbilir belki de takvimde icabı yarın gelecek olan ilkbahara nazire gibi yeni sürgünler, yeni filizler, yeni tohum çatlamaları olur hayat ağaçlarımızda.
YAUMUT?.. Dalımız yaprağımız sevgi sevda çiçekleriyle dolanır. "Koşullar tutmazsa olmaz!" raconumuzu aşk bizzat tekzip eder ve "Ben geldim, yüreklerinize girip çöreklendim. Her şeye rağmen kalbinizdeyim işte" der. Ne yani 'şimdilik' aşk yok diye, umut da olmayacak değil ki...