Eğitimde sevgi şart!
Çocuğun yetişmesinde aile faktörünün önemi kaçınılmaz... Ebeveynin öğrenmeye verdiği değer, çocuğun tüm eğitim yaşantısını eksi veya artı yönde etkiler. Huzursuz bir ailede büyüyen çocuklar, öğrenmekte zayıf kalır.
*** Eğitimde sevgi şart!
Çocuğun yetişmesinde aile faktörünün önemi kaçınılmaz... Ebeveynin öğrenmeye verdiği değer, çocuğun tüm eğitim yaşantısını eksi veya artı yönde etkiler. Huzursuz bir ailede büyüyen çocuklar, öğrenmekte zayıf kalır.
Çocuğumuzu elimizden geldiği kadar gezdirelim. Hayvanat bahçesine götürelim, hayvanları tanısın. Köylere, kırlara götürelim, oranın yaşantısını ve sayısız bitkileri, hayvanları gözleriyle görsün. Beraber müzelere, şenliklere gidelim.
ÖRNEK OLMAMIZ GEREKİR Öğrenme ve çalışma hevesi aşılayabilmek için çocuklarımıza örnek olmalıyız: * Onlara okumaktan, çalışmaktan ve eğitim veren bazı kurslara katılmaktan hoşlandığımızı göstermeye çalışalım. * Üstümüze aldığımız işlere konsantre olalım, sorumluğumuzu yerine getirerek çocuklarımıza örnek teşkil edelim. * İşlerimizi serinkanlılıkla, telaşa kapılmadan yapmaya özen gösterelim. * Düzenli ve derli toplu olalım. * Sinirli ve çabuk öfkelenen bir karakter sergilememeye dikkat edelim. * Bilgilerimizi ve tutkularımızı çocuklarımızla paylaşmaya çalışalım. * İhtiyacımız olduğu zaman onlardan yardım istemeyi bilelim. Çocuklarımızın, anne-babalarını her zaman haklı gördükleri için sürekli onları taklit ettiğini bilelim.
ÇEVRENİN FARKINA VARSIN Çocukların ilk 5 yılı, duygusal gelişimleri ve kişiliklerinin oluşumu açısından olduğu kadar zeka gelişiminde de en önemli dönemidir. Çevresindeki nesnelere ellemesine, bunlar arasındaki farkı dokunarak algılamasına, çeşitli sesleri dinlemesine, bunları ayırt etmeyi öğrenmesine, çevrenin "farkına varmasına" yardımcı olarak; çocuğun baktığı şeyi gerçekten görmesini sağlamalıyız. Kağıt, renkli kalemler, sulu boyalar, kağıt makası, eski dergiler, çeşitli boy ve şekillerde karton parçaları, kara tahta ve renkli tebeşirler, çocuğun düşünce gelişimine katkıda bulunacak araçlardır.
EVDEKİ ORTAM ETKİLİDİR Ailede sükunet, sevgi ve şefkat hakim olduğunda, çocuk psikolojik olarak ders çalışmaya uygun hale gelecektir. Böylece öğrenim hayatında dikkati dağılmaz, aklı çeşit çeşit düşüncelere dalmaz, konsantre olmakta zorluk çekmez. Yüksek akademik başarı elde etmiş kişilerin öğrenme sevgileri, en çok ailelerin öğrenmeye verdikleri değerden etkilenir. Gerçekleştirilen araştırmalar, bu başarılı kişilerin evlerinin diğerlerine göre daha sakin ve sessiz olduğunu, yüksek sesle televizyon ve müzik dinlenilmediğini gösteriyor. Gürültülü evlerde büyüyen çocuklar, dil öğrenmekte ve diğer becerileri edinmekte daha zayıf kalıyor. Ebeveynler arasında uyum ve bağ olan çocukların kendilerini daha güvenli hissettikleri, sonuçta da okulda daha başarılı oldukları biliniyor. Buna karşın, aile fertleri arasında sürekli kavga ve çekişmeler yaşandığında veya anne-baba çocuklarına karşı sevgi ve güvenle muamele etmediği zaman durum tersine dönmektedir. Bu durum çocuğa üzüntü vermekte, her şeye tepkili davranmakta, sürekli zihnini bununla meşgul etmektedir.
ANAOKULUNA GÖNDERELİM Anaokulu, çocukların duygusal gelişimine olduğu kadar zekasını geliştirmeye de yardımcı olur onu okula hazırlar. Kardeş sayısının azaldığı, çocukların güvenli bir şekilde oynayabilecekleri mekanların pek olmadığı günümüzde, anaokulları aynı zamanda sosyalleşmenin ve faydalı oyunların oynandığı ortamlardır.
|