Başbakan'a mektuplar
Sayın Başbakan! YÖK Başkanı beyefendinin "Mahkemeyi beklemeyin, türbanlı öğrencileri alın" tavrına, sizden demokrasi adına tepki beklerdim. YÖK Başkanı'nın, verdiğiniz mücadelenin tarafında olması, yapılan hukuksuzluğa masumiyet mi kazandırıyor yoksa? Hiddetiniz ve adaletiniz tek taraflı mı? (Biröğrenci)
***
Sayın Başbakan! Sizin de çocuklarınız var, baba olmanın kutsallığını biliyorsunuz. Kızım türbanlı değil diye, oğlum cemaatlerden "Hamili kart yakınımdır" kartına sahip değil diye, işe girmeleri mümkün olmayacak mı? Allah aşkına, çocuklarınız aşkına, bu yandaşlığa diyecek bir sözünüz yok mu? (Birbaba)
***
Bölünüyoruz Sayın Başbakan! Bir Amerikan filminde, azar azar bir mezar kazılıyor ülkemize! Hiç bu kadar yarınsız ve umutsuz olmamıştım. (Biremekli)
***
Sayın Başbakan! Bence iktidara geldiğiniz günden bu yana ettiğiniz en feci söz, "Başı açıklar da benim teminatım altındadır" açıklamasıdır. Başı açık ve kapalı diye kadınların sınıflandırıldığı sistemi sizler ürettiniz. Bizleri mahşere kadar güvence altında tutan ve tartışması bile olmayacak bir meseleyi, ülkenin sorunu haline getirdiniz. Böyle bir ülkede kadın olmaktan değil. Ama sizin teminatınız altında olmaktan korkuyorum. (Biröğretmen)
***
Sayın Başbakan! Hiç çocukluğunuz gelmiyor mu aklınıza? Pabuçlarınızı yanlış giydiğiniz günler. Hiç keten helva çekmiyor mu canınız? Benim çocuklarım sizin çocukluğunuzdaki sefaleti ve özlemleri yaşarken, sizi nasıl da umut bellemiştim oysa. (Biranne)
***
Bazı gazetecilerin ipliğini pazara çıkarttığınız için sizi seviyorum Sayın Başbakan! Ama hafızamı yokladığım zaman, o sevgimi geri alıyorum. Çünkü bugün karşı çıktığınız o gazetecilerle dün sarmaş dolaştınız! (Birmühendis)
***
Sayın Başbakan! Bildim bileli, ülkenin nimetleri zengin olacak işadamının ayağına gelirdi. Sizinle birçok şeyin değişeceğini zannetmiştim. Sadece zengin olmanın resimleri ve isimleri değişti. Ama bizlerin hayatı hiç değişmedi. (Birvatandaş)