Haftalar once havai fişek atölyesinde yanan canları izlemiştik. Onların her yanı yandı; bizim içimiz. 'Aslolan yanmaktır!' der bir sav söz. Ateşten kasıt aşk ateşidir. 'Od'dur. Bir gün ekmeğimizin peşindeyken kör ateşlerde yanacağımız aklımıza gelmezdi. Haydi geldi diyelim al kanlarımızı içerlerken, damarlarımıza sızan miskinliği anlayamadık. Bizi çepeçevre saran o çok başlı yoksulluk dolayısıyla teslim olduk ekmek parasının insanın kursağını tıkayan kokusuna. Ekmek kokusu kursağımızın zenginliğidir halbuki. Bir gün bir ateş topu olarak ciğerlerimize dolacağını bilemedik. Bilmeli miydik? Her soru bir diğerini doğuruyor artık? Susuyoruz oysa biz / Susanların günden güne büyüyen öfkesiyle