Şöhret yanına başkasını yaklaştırmayan bir egodur. Aşk, şöhreti de alt etmesini başarabilir yeter ki, izin verelim....
Eskiden kapı komşumuzun kaçamaklarıyla, mahallede çapkınlığıyla nam yapmış olanların aşk sandıkları icraatlarını dedikodu malzemesi yapardık. Şimdi aşklar dünya huzurunda yaşanıyor! Aşk onlara kameraların huzurunda doyasıya yaşayacakları bir mutluluğu vaat etmiyor. Bu nasipsizlik aşkın kısırlığından değil bu ilişkileri yaşayanların aşka olan inançsızlığından kaynaklanıyor. Bu ilişkilerin aşk adı altında aşkla ilişkisiz hormonlu beraberlikler olduklarını anlamak zor olmasa gerek. Aşkın içerisinde bir mahremi ve herkesle paylaşılamayacak bir büyüsü vardır. Bunu daha görünür olmak için dedikodu malzemesi yapmaya başladığınızda aşk, aşk olmaktan, sizinki de bir sevda masalı olmaktan çıkıyor. Bu arada şöhretli olanlara bu mutsuzluğun hayatın acı bir darbesi olduğu da sanılmasın. Orhan Gencebay'dan Mehmet Aslantuğ'a beraberliklerindeki aşk büyüsünü saygıyla koruyan mutlu örnekler varken, neden aşkın ünlülerin yüzlerini güldürmediğini söylemek için, Hande Ataizi'nden Hülya Avşar'a, İbrahim Tatlıses'den Pınar Altuğ'a kadar geniş bir yelpazede sıralanan karmaşık ilişkileri dikkate alalım?