Mutlu aşkın mucize olduğunudüşünüyorsanız önerilerimize kulak verin... Hayatın kıymetini bilin, sevginizi gösterin, mutlu olabileceğinize inanın... Ve ilk başta önce kendinizi sonra da çevrenizdekileri sevmek için çaba gösterin....
Dün sizler için yüzyıllardır tanımlamayan aşkı tarif etmeye çalıştık. Bugün de 'mutlu aşka' uzanan yolda neler yapabileceğinizi anlatacağız...
Hayatın kötü sürprizler yaptığını düşünmek size yakışıyor mu? Başınıza gelen her iyi şeyi kısa sürede unutup, en ufak sıkıntılar karşısında büyük tepkiler göstermenizin kime yararı var? Hatıralarınız kötü şeylerle doluysa bunda sizin katkınız ne? Bu sorulara samimi cevaplar verebilirseniz, başkalarına gösterdiğiniz iyi niyeti kendinizden esirgediğinizi göreceksiniz. Yeni bir başlangıç yapıp mutlu olmaya karar vermenin ilk adımı, kendinizi kısıtlamaktan vazgeçmek. Unutmayın dünyada milyonlarca mutsuz çift var ve neredeyse tamamı önyargılarından kurtulamadığı için mutsuzluk girdabında yaşıyor. Üstelik aşkı suçlayarak! Çoğunluğun arasından sıyrılmak için ilk adımı atın ve önyargılarınızı eski hayatınızın son belirleyeni olarak, yaşamınızın dışına çıkarın. Eski mutsuz deneyimlerinizi unutun!
TEK BAŞINA OLUŞTURAMAZSINIZ... Aşk, elle tutulup gözle görülmeyen her şey gibi bir inanma meselesidir. Kalbinizin kırıldığına, içinizin ürperdiğine, gözlerinizin fal taşı gibi açıldığına; elle tutulur, gözle görülür kanıtlar getiremezsiniz. Ancak bu duygular vardır ve maddi bir varlık olarak sergileyebildiklerimizden çok daha fazla hayatımızı etkilerler. Biz bunları gülüşler, ağlayışlar, somurtuşlar gibi hareketlerle dışa vurabiliriz. Mutluluk da kendisini belirtileriyle ortaya koyan duygularımızdan birisidir. Hele bunu 'aşk' denilen gizemli iksirin içine bulamaya kalkıştığımızda ayrıntılar her zamankinden önemli bir hal alır. Üstelik aşk tek başına oluşturabileceğimiz bir yaşam mucizesi değildir. Bizimle bu mucizeye inanan bir başkasının olması gerekir. Hele mucizevi birleşmeyi 'mutlu aşk' tanımının içerisine sokmayı kafanıza koyduysanız işiniz çabalanılası bir hal alır. İmkansız demiyorum. Ancak emek isteyen bir durum olduğunu kabul etmelisiniz.
İNANMANIZ ŞART, YOKSA OLMAZ! Karşınızdakini yani yaşamınıza anlam katacağına inandığınız eşinizi 'mutlu aşk' olgusunun içerisine çekmek için, onu karşınıza alıp bir güzel konuşarak ikna etmeyi denemeyeceksiniz elbette! Ona, elle tutulup gözle görülemeyen her şeyi anlatmak için yaptığınız gibi dolaylı bir anlatım yolu seçerek yaklaşmalısınız. Dolaylı anlatım yollarının klasik şekilleri var; çiçek almak, sürprizler yapmak gibi... Ancak söylemek istediğim bu değil. Yapmanız gerekenin tam olmasa da karşılığını fedakarlık olarak adlandırabiliriz. Bu öyle bir fedakarlıktır ki; tavizsandığınız her şey uzun vadede size misliyle geri döner. Eşinize mutlu olmanın keyfini ve yaşamı nasıl güzelleştirdiğini göstermeniz gerektiğini anlatmak istiyorum. Baş başa kahvaltıyı gülücüklerinizle farklı kılmanız gibi... Birlikte seyrettiğiniz bir filmde klasik el ele tutuşma anlarından birkaç saniyeyi bambaşka bir havaya sokmayı başarmanız gibi... Filmin aşkı en etkili anlattığı sahnesinde neden avucunuzun içerisindeki eli daha sıkı kavramayasınız? Duygusal küçük farklılıklar yaratarak onu mutluluk ortağınız olmaya ikna etmeniz zor değil. Her şeyden önce buna inanmanız ve bunu yaşam biçimine dönüştürmeniz şartıyla.
KURUNTULANMAKTAN VAZGEÇİN Küçük kuruntularınızın 'mutlu aşk' serüveninizde sizi köşeye sıkıştırmasına izin vermeyin. Canınızı sıkan kilolarınız, numarası büyük göz bozukluklarınız, doğduğunuz şehrin izlerini taşıyan küçük konuşma hatalarınız, bacaklarınızdaki selülitleriniz sizi yaşamdan koparacak kadar önemli olmamalı... Sevgilinizin, kocanızın ya da aşığınızın sizinle gökyüzünün altında kalabalığa karışma arzusunu asla engellemeyin. Aşk geleceğinizi garantiye alacağınız en önemli yatırımdır. Hiçbir hisse senedi aşk yatırımınız kadar çok kar getirmez. Unutmayın aşk uzun vadede en kazançlı olanıdır. Sadece aşkta değil yaşamın her anında 'lanetliler' grubuna adınızın kazınmasını istemiyorsanız, doktor tavsiyesiyle üç beyazdan uzak durmak zorunda olduğumuz gibi "inatçı, kaprisli, somurtkan" olmaktan kaçmalısınız. Yüzünüzdeki utanmayı gizlemekle görevli hafif tebessümü görür gibi oluyorum. Hani utanmasanız "Nerdeee!" diyebileceğinizi de biliyorum. "Kim üç beyazdan uzak kalabilmiş ki, bu söylenenleri de uygulayabilsin?" Haklısınız, yaşam düz ve planlanabilir bir çizgi değildir. Ancak tümüyle başıboş bırakılacak ve tesadüflerin getirdiği gibi yaşanacak bir şey hiç değildir. Dilimizde çok güzel bir tanımlama var "Elimizden geldiği kadar!" Bu sözü insanlara iyi niyetli olduğumuzu ve çaba sarf etmeye söz verdiğimizi göstermek için kullanırız. O halde en azından çaba sarf ederek ve iyi niyetle kendimize söz vererek üç berbat özellikten kurtulabiliriz. Kolaylıkla demiyorum ama üç beyazla bile başa çıkabilen insanoğlu istedikten sonra inatçı kaprisli ve somurtkan olmaktan da mümkün mertebe kendini koruyabilir. 'Mutlu Aşk' yolunda kendi ayağınıza kendiniz çelme takmak istemiyorsanız size sadece anlayış lütfen kendi mutluluğunuz için biraz anlayış ve özen diyorum. Başından beri size hatırlatmaya çalıştığım 'mutlu aşk' yolunda dikkat edilmesi gerekenleri hayatınızda ilk defa duymadığınızı biliyorum. Peki, bunları iyi bilmemize rağmen ne kadar uyguluyoruz?
ÇOK ZOR DEĞİLDİR! Önemli olan insanın karşısına sürekli yeni buluşlarla çıkmak değil onun için gerekli olan şeyleri zaman zaman anımsamasını sağlamaktır. İnsanı mutlu eden hep yeni şeyler söyleyerek onu şaşkına çevirmek değil, yaşadığı keşmekeş içerisinde kendisini mutlu edecek küçük nüansları ona hatırlatarak, yaşamını daha keyifli hale çevirmesine yardımcı olmaktır. İşte 'mutlu aşk' yolunda sizinle paylaştığımız kadar bundan ibaret. Mutlu aşk vardır. İlk insandan bu zamana kadar mutlu aşklar efsane olmuş ağızdan ağza yayılmışlar. Asıl önemli olan tarih boyunca efsane olan aşklara benzer bilinmez milyonlarcasının yaşandığına emin olmak. Ben eminim! Günümüzün yıpratıcı şartlarının yanına bile yaklaşamadığı mutlu aşklarla dolu her bir yanımız. Önemli olan aşkı görebilmek ve ruhumuza en yakışanını hayatımızın üzerine bir daha çıkarmamak üzere geçirebilmek. Son kez söylüyorum; 'mutlu aşk' var ve ona ulaşabilmek sanıldığı kadar da zor değil! Mutlu Aşk yolunuz açık olsun!