Ölmeyi bayılmakla karıştırmak
Bugün gazetesinin Yayın Koordinatörü ve Medyakritik yazarı Ceyhan Altınyelek, Reha Muhtar'la ilgili yazıma geçen hafta pazartesi günkü köşesinde yer vermiş. Lütfetmiş teşekkür ederim. (Biraz gecikmeli de olsa cevap vereceğim. Genel olarak yazıyı beğendiğine dair bir intibaa bıraktı bende kendisine ayrıca teşekkür ederim.) Ancak Altınyelek, yazının sonuna doğru eski yönetimle ilgili yazdıklarımı eleştirmiş. Büyüğümdür, hakkı vardır. Ancak şunu açıklamakta fayda görüyorum. Takvim'in önceki yönetimiyle ilgili olarak "atılmış" kelimesi kullanmadım. Öyle olsa bile "görevden alınmışlardır" ifadesinin daha şık olacağını düşündüm. Ancak Altınyelek, "atılmak" kelimesini iki ayrı yerde kullandığına göre bir bildiği vardır diye tahmin ediyorum.
İşsizlikzorzanaat! İkincisi ve benim için en önemli konu, hangi sektörde olursa olsun, işsizlik... Bu duyguyu o kadar yakından tanıyorum ki... Yıllarca "makul" bile denemeyecek paralara çalışmış, üstelik de tazminatsız olarak işten "atılmış" biri olarak kimsenin işsizliği üzerinden polemik yapacak kadar düşüncesizlik yapacak değilim. Altınyelek, bizim için Reha Muhtar'ın kullandığı "genç ve hırslılar" ifadesine de köşesinde yer vermiş. Evet genciz fakat hırslı değiliz. Çünkü "başarı hırsı" ülkemizde bir süre sonra "para hırsına" dönüşüyor. Bunun farkındayız. Başarılı olduğumuzu ise (üzgünüm ama tevazu göstermeyeceğim) gazeteye gelen okur mesajlarından ve (her zaman belirleyici olmamasına rağmen) tirajdan biliyoruz...
Biliyoruzçünkü... Başarılıyız çünkü; çok iyi gazetecilerin yanında yetiştik ve Takvim okuyucusunu yakından tanıyoruz. Biliyoruz; çünkü iyi birer öğrenciydik ve hocalarımızı dinledik. Farkındayız; çünkü bilgi sahibi olmamıza neden olan gerçek gazetecilerden tebrik telefonları alıyoruz. Saydığım tüm bu "ayrıntılar" için çok çalışıyoruz, okuyoruz ve tartışıyoruz... Yani ölmeyi bayılmakla karıştırmıyoruz. Mutlaka sizden de öğreneceğimiz şeyler vardır. Bu yüzden köşenizi yakından takip ediyoruz.