Transfer fiyatlandırması ve faiz
Geçtiğimiz hafta içinde 2007 yılı hesapları kapatılmaya başlandı. Hesaplar kapatılmaya başlayınca da yeni Kurumlar Vergisi Kanunu daha iyi anlaşılmaya başlandı. Çünkü 2006'da uygulanmayan transfer fiyatlandırması 2007 yılında Bakanlar Kurulu'nun konuya ilişkin kararı yayınlandığı için yürürlüğe girdi. Herkes bilir, grup firmaları birbirlerinden para alıp verirler. Transfer fiyatlandırması kurallarına göre, borç verilen bütün paralar için faiz hesaplanması gerekiyor. Faizin de emsallerine uygun bir oranda olması gerekiyor. Piyasa faiz oranları çok yüksek iken, Merkez Bankası'nın kısa vadeli avans faiz oranı piyasa faiz oranlarına göre daha düşük idi ve Danıştay da bu tür hesaplamalarda Merkez Bankası'nın bu faiz oranına göre yapılan hesaplamaları doğru kabul ediyordu. Şimdi Merkez Bankası'nın kısa vadeli avans faiz oranı yüzde 29. Oysa hiçbir firma parasını faizde değerlendirerek bu oranda faiz kazanamaz. Transfer fiyatlandırmasında piyasa emsalleri esas alınır. Bence kredi kullanmayan bir firmada emsal faiz oranı olarak devlet iç borçlanma senetlerinin ortalama faiz oranının esas alınması doğru olur. Kredi kullanan firmalarda ise kredi maliyetleri parayı kullanana aktarılmalıdır. Şirket bir başka şirkete borç para verdiği halde ondan bu paranın faizini almazsa ne olur? İşte bu durumda o faiz tutarı kadar kâr dağıtmış sayılıyor. Bu noktada şirketin kârı yoksa nasıl kâr dağıtmış sayılacağı sorusu ile karşılaşıyoruz. Kanunda kâr dağıtılmasından değil, dağıtılmış sayılmasından bahsediyor. Bunun nedeni de, olan bir kârın dağıtılması değil, kaynaklarda azalma meydana gelmesi veya meydana gelecek artmanın meydana gelmemesi. Örneğin bir şirketin diğer bir şirketten bin YTL faiz alması gerektiği halde bu faizi almaz ise kaynaklarında meydana gelecek bin YTL artış meydana gelmemiş olur. Faizi ödemesi gereken şirket de faizi ödemediği için kaynaklarında meydana gelecek azalma meydana gelmediği için o işten bin YTL kârlı çıkar. Bu nedenle yapılan işlem kâr dağıtımı sayılmaktadır. Bu işlemler muhasebeye girmeyen işlemler olduğu için de düzeltme işlemleri beyanname üzerinde yapılır. İşin KDV yönüne gelince, kâr payı KDV'ye tabi değil, kafalar karıştırılmamalı.