Ben de soyuldum
Bayramda can sıkıcı bir konuya değinmek istemedim. Bayram geçtiğine göre o can sıkıcı konuyu anlatabilirim. Arife günü gazeteye yazımı gönderdikten sonra bilgisayarımı toplayıp eve gitmek üzere çıktım. Doğru eve gideceğim için bilgisayarımı da arabanın arka koltuğu ile sürücü koltuğunun arasına koydum. Bu arada eşim aradı ve eve tatlı alınması gerektiğini söyledi. Evim Turan Güneş Bulvarı'na çok yakın olduğu için bulvara arabayı park ettim. Karşı tarafa pastaneye geçtim. Yaklaşık 20 dakika civarında bir süre içinde geri döndüm. Ama arabanın arka camı kırılmış ve bilgisayarım çalınmıştı. En önemli şey bilgisayardaki bilgiler olabilirdi ama kopyalarını almıştım, o açıdan bari rahattım. Ama sorun sadece bu değil. Bilgisayarın şu andaki piyasa değerini bilemem. Alalı da bir yıl ancak olmuştu ve o zaman çok ileri bir teknolojiye sahipti. Şimdi yeni bir bilgisayar almam gerekiyor. Üstelik bayramda da arabasız kaldım. Ramazan Bayramı'nın arifesinde bu köşede, hırsızlık ve kapkaç olaylarının sayılarındaki artışı anlatmış ve bunu gösteren bir grafik vermiştim. Tekrar anımsatmak gerekirse, 2002 yılında 12 bin olan olay sayısı, 2006 yılında 40 bine yükselmiş. 2007 istatistikleri açıklandığında gidişat daha net görünecek. Ekonominin durumu 'iyi' iken bu suçların azaldığı, 'kötü' iken arttığı bilinen bir gerçektir. Durmadan "Ekonomi iyi" diye konuşanlar ne hikmetse bu konuda tek sözcük söylemiyorlar. İşin bir başka boyutu da tabii ki 'asayiş politikası'. Polisler yakalamaktan bıktıklarını ama sistemin sürekli olarak hırsızları dışarı bıraktığını, içeride en fazla bir ay kaldıklarını söylüyor. Ekonomi ve asayiş politikalarının başarısını veya başarısızlığını en iyi hırsızlık, yankesicilik ve kapkaç suçlarının sayılarındaki gelişme gösterir. Durum açık.