Oya Hanım'ın babası kentin çok sevilen, önemli bir tüccar terzisidir. Askeriye başta olmak üzere tüm kamu kurumlarının üniformalarını o ve kalfaları dikmektedir. Eren'in annesi Oya Hanım ve Mehmet Doğan Şahin, bir arkadaş ortamında tanışıp 1990 yılında Diyarbakır'da evlenirler. Ertesi yıl Eren Şahin dünyaya gelir. Anne inşaat, baba makine mühendisidir. Genç mühendisler başarılı çalışmalara imza atmaktadır. Oya Hanım Şırnak'ta polis lojmanlarının inşaatını yapacaktır. Ancak terör örgütü devamlı surette kendisini tehdit eder. Oya Hanım bu tehditlere pabuç bırakmaz. Ancak bir gün şantiye yoluna döşenen mayın araçlarının altında patlar. Şoförün ayağı kopar, Oya Hanım yaralanır.
TEK CELSEDE Daha sonra çiftin arasında geçimsizlik çıkar. Konuşur anlaşırlar. İş uzamayacak. İki taraf da birbirini örselemeyecek. Herkes kendi yoluna gidecektir. Nitekim böyle de olur. Eren annede kalır, baba evden ve kentten ayrılıp Bursa'ya gider. Oya Hanım'ın işleri daha çok İstanbul'da olduğu için Eren'e anneanne bakmaktadır. Boşandıktan sonra oğlunu asla aramayan babanın vefat ettiği sanılmaktadır. Ancak geçtiğimiz aylarda Eren'in kaybolan nüfus cüzdanını çıkartmak için nüfus idaresine gidildiğinde, gerçek ortaya çıkar. Orada yazılanlara göre baba 2. kez evlenmiş, bu evlilikten 2 de kız çocuğu doğmuştur. Eren babasının sağ olduğunu 2 de kız kardeşi olduğunu öğrenince çok şaşırır. Yakınlarına, "Ben bu kağıtlardan onun yaşadığını gördüm, öğrendim. O da beni biliyordur. Evimizi, telefonumuzu biliyordur değil mi?" diye sormaktadır. Bütün bu soruları yanıtsız kalan Eren talihsiz bir şekilde yaşamını yitirirken, yanıtı devam eden hayat verecektir. Babası öz oğlunun katledilmesinden sonra bile bırakın eve, cenazeye, kabristana gelmeyi, bir telefonu bile esirgemiştir.