Son İstanbul rehberi
Şehrin yüzde 70'i Karadenizli veya doğuludur, şaşırma. Terk etmekten çekinme, nasılsa yine döneceksin. Bu kentte sokaklara karış. Fakat tabelalara güvenme, daima tersi çıkar. Eminönü'nde havada turlayan martılara şevkat göster. Simit at mesela onlara. Tinercilere iyi davranmaya kalkma. "Şehir merkezi-Centrum" diye bir yer yoktur. Arayıp durma. "Köprü bu saatlerde tıkalı mıdır?" gibi sorular anlamsızdır. Yağmur yağarken taksi bulmaya çalışmak beyhudedir, ıslanmaktan zevk almaya bak. Evet, hiçbir yerden denize girilemiyor, tuhaf ama öyle... Yediğin şey, yediğini sandığın şey olmayabilir. Beklentini yüksek tutma. Karşı yaka, her zaman senin olmadığın yerdir. Ne olmuş Bizans sarnıcı ise? Sabit pazar yapmamıza engel değil ki bu! Minibüsler ve özel halk otobüslerinin trafikte her şeyi yapma hakları vardır. İtiraz etme, tartışma, korna çalma, selektör yapma! Yolda yürürken sana biri çarptığında özür dilemesini bekleme, sen çarptıysan da özür dilemek için durma, insanları şaşırtma. Taksim-Bakırköy arası, dolmuş ve cengaver sürücüsüyle, her zaman için 20-25 dakika sürer; trafiğe bakıp korkma. Mafyadan birini tanımıyorsan otopark için para isteyene sert davranma. En garantilisi, ver parayı olsun bitsin. Bol bol gez dolaş. Beşiktaş'ta çay iç, Karaköy'de simit ye, Beyoğlu'nda sarhoş ol, Sirkeci'de trene bin, Eminönü'nde kelepir mallar bul, Kadıköy'de kaybol. Topkapı Sarayı Topkapı'da değil, Sarayburnu'ndadır, haybeye Topkapı'ya gitme. Yardım tekliflerini reddet, dolandırılabilirsin. Ayrıca seni kimse sevmiyor, buna hazırlıklı ol. "Fermuarlı cebim var bir şey olmaz." deme. Telefonunu istediklerinde sim kartını geri iste. Cüzdanını da verme hemen. "Bari kartları ver, işine yaramaz onlar" de. Onları da geri al. "Yol paramı bırak" dersen beş lira da cebine kalır. Teşekkür edip yola devam et. Zamanın varsa polise uğra. Sana çay ikram ederler. Çay içmiş olursun!
|