Datvi'yi konuşuyorduk ki, söz döndü dolaştı, fotoğrafa geldi. 1946 yılında İstanbul'a gelen Hasan Gülas, kardeşleriyle birlikte tekstil işine atılmış. İşler iyi gitmeye başlayınca, Gülas boş vakitlerini dayısından öğrendiği fotoğrafçılığa ayırmış. Doğa sevdalısı bir fotoğrafçı olarak çektiği kareleri tab ettirmeye başlamış. Sirkeci'de tab edilen fotoğrafın beğenilmesiyle hayatında yeni bir sayfa açılmış. Hasan Bey'in 'dia'ları uzun yıllardan beri kartpostal olarak basılıyor. 25 binden fazla fotoğraf karesine sahip Gülas, bir o kadar da siyah-beyaz fotoğrafa. 400'den fazla fotoğraf makinesi belki de torunlarına bırakacağı en önemli hazinesi. 60 yıla sığdırdığı kareler arasında ise eski İstanbul da var, Ardeşen Dağları da...