Datvi'yi büyüten Hasan Gülas: 'Hayvanları doğal ortamlarından ayırmayın. Afrika'da bile vahşi hayvanlar daha iyi korunuyor...'.
Türkiye aylardır yavru ayı Datvi'yi konuşuyor. Gazeteler ve televizyonlar yavru ayıyı takip ediyor. Ama onun için belki de en çok Hasan Gülas endişeleniyor. Ünlü belgeselci Cemal Gülas'ın babası Hasan Bey, Datvi'yi bakan büyüten bir doğa aşığı. Hasan Bey'le ilk karşılaşmamız oldukça enteresan. Rize şivesiyle biraz öfkeli biraz kırgın Datvi'yi anlatıyor bize. Tek derdi elleriyle büyüttüğü ve doğadan koparmadan baktığı yavru ayının durumu. Ancak sıcak sohbetimiz sadece Datvi'yle kalmıyor. Hasan Gülas'ın hayat hikayesi de dinlenmeye ve paylaşılmaya fazlasıyla değer. Ama tabii ki öncelikle Datvi'yle başlayalım.
DAHA GÖZLERİ AÇILMAMIŞTI Hasan Gülas, 2000 yılından beri Rize'nin Çamlıhemşin İlçesi'ne bağlı Boğaziçi Köyü'nde oturuyor. 8-10 hanelik köyün en ucundaki dağların eteğinde, babadan kalma 'eski ev'de yaşıyor. 'Eski ev' diyor çünkü oğlu Cemal Gülas da İstanbul'dan memleketine kaçmış. 'Yeni' bir ev yapmış baba toprağına. Hep beraberler. Medyada Datvi'yi tanıyanlar "Cemal Gülas'ın ayısı" diye biliyor ama yavru ayıyı asıl büyüten Hasan Bey. Gürcüce 'yavru ayı' demek Datvi. Zaten Datvi de yavruyken annesiz kalmış. "Kışın başında bir telefon geldi. Böyle böyle bir ayıyı vurmuşlar Ardeşen'in dağlarında, dişi ayıyı... Ayının ininde de yavrusunu bulmuşlar. Daha gözü açılmamış" diye anlatıyor Hasan Gülas. Rize Valisi Kasım Esen, yavrunun hemen barınağa gitmesini istemiyor. Ve Gülaslar'a gönderiyor. "Hayvan bize gelince süt vermeye başladık. Benim evin önündeki bahçede bir kulübe vardı. Orada yatıp kalkıyordu" diyen Hasan Gülas, bir süre sonra Datvi'yi ormana alıştırıyor. Ona balık tutmayı öğretiyor, tek tek yiyecekleri tanıtıyor; "Bir anlamda annelik yaptım. Mesela gürgen ağacının bir çekirdeği var. Ayılar onu çok sever. Onu öğrendi, gürgen ağaçlarının altından kalkmaz oldu. Son zamanlarda, gitmeden bir ay evvel çok büyüdü. 100 kiloyu geçti, benim boyuma kalktı. Artık görenler korkuyordu".
'ÖLECEK DİYE KORKUYORUM' Yeterince büyüdüğüne karar verilince Datvi, Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün talimatı ile Bursa Karacabey Ayı Rehabilitasyon Merkezi'ne götürüldü. Medyaya da yansıdığı gibi başta Cemal Gülas olmak üzere bütün aile bu duruma karşı çıktı. Hasan Bey, bu günlerde barınağa gitmesine engel olamadığı Datvi için endişeli: "Benim tek korkum; hayvan orada ölecek. Bunalıma girmiş. Şimdi bir profesör var, diyor ki; 'Datvi bunalıma girmiş, elini ısırıyor'. Hayır, elini ısırmıyor. Eliyle köpük yapıyor. Elini ağzına götürerek yaklaşık yarım saatte bir krema yapıyor. Ayılar kış uykularında bu kremayla beslenir zaten. Datvi'nin karnı aç. Çünkü süt istiyor. Onu bulamayınca da eliyle krema yapıyor." Datvi'nin kısırlaştırılmasını istemeyen Gülas, bu işin peşini bırakmayacağını da dile getiriyor; "Gidip kontrol edeceğim. Eğer hayvanlara eziyet ediyorlarsa orayı onlara dar ederim. Ne Başbakan'ım, ne Orman Bakanı, sade bir vatandaşım ben. Ama onlara dava açarım, tazminat isterim, orayı dağıttırırım. O kadar ormanımız var. Bolu Dağları, Kaçkar Dağları var. Orman Bakanlığı ilgilensin, kısırlaştırmasınlar bu hayvanları, eziyet etmesinler. Yalan da konuşmasın oradaki profesör müdür, ayı uzmanı mıdır nedir! 'Ayıya zincir vurmuşlar' diyor, 'yanlış bakmışlar' diyor. Hayır, asla böyle şeyler yapmadık. Onu birkaç gün kafeste tutmuşlar, hayvan mahvolmuş. Ölecek diye korkuyorum". Nasıl bir çözüm önerdiğini soruyoruz Hasan Bey'e... "Ormanların girişlerini basit bir işlemle korunaklı hale getirebilirsiniz. Afrika'da 3 bin kilometre tel örgü yapmışlar. Filler insanlara zaman vermesin diye önlem almışlar. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ayıların köylülere zarar vermemesi için bir şey yapamaz mı? Çok basit çözümler var. Dikersin demir direkleri, 6 metrelik tel örgüyü de çevirirsin. Ama biz yamyamlar kadar olamadık."