Anadolu kalkışması için benim gibi futbolseverlerin yüreği yanıyordur herhalde. Kayserililer'in, Samsunlular'ın, Adanalılar'ın, İzmirliler'in, Bolulular'ın... Hangi birini sayayım. Bu takımların hepsi bir dönemin gökteki yıldızları. Karadeniz'i sayalım öncelikle; Bolu, Samsun, Zonguldak, Rize, Trabzon... Sadece Trabzon ve Rize en üst ligimizde varlıklarını sürdürüyorlar. İzmir'in Altay'ı-Büyük Altay'ı, Altınordu'su, Göztepe'si Efsane Göztepe'si, Karşıyaka'sı, İzmirspor'u, Adana'nın Demirspor'u Adanaspor'u Ankara'nın PTT'si Şekerspor'u... Erzurum bile bir ara 1. Ligi görmüştü ama Van sonra... Yani demem o ki bir dönem için bir parlama yapıyor takımlarımız ama sonrası gelmiyor. Bunun nedeni denk bütçe kaygısı ve yetersizliği olabilir mi? Elbette ki baş sorun bu. Ama kentler futbolcularını istihdam etmeyi sadece para vermeye ve futbol oynatmaya bağladıkları için bir yanılgı yaşıyorlar belli ki. Sadece takım kurgusu yetmez. Bir kent sosyolojisinin devreye girmesi gerekmez mi? Gerekir bence. Bu kent sosyolojisinin ne menem bir şey olduğunu, bir kentte yaşamanın ve orayı sevmenin nasıl bir şey olduğunu anlamak ve gerekçelendirmek lazım. Samsun benim bildiğimdir,. Eskişehir'in Kırmızı Şimşekleri'ni tartışmıyorum bile. Hala yaşayan futbolcularının söylediğidir bu; "Biz memleketimizi çok sevdik!" Evet bu sevgi önemli. Takımdaşlık duygusu, hepsinin biri birinin hepsi için olması, omuz başındaki arkadaşına güven, teknik adamının sahiciliğine duyulan inanç önemlidir. Sivasspor bir istikrar çizgisi yakalamış durumda yukarıda saydığımız gerekçeler açısından. Bun bu kadar sabırlı bir takım görmedim. Bekleyen, olgunlaşmasına zemin hazırlayan ve ismini değil takımın kazanç hanesini düşünen bir ekip Sivasspor. Ve yarım asra yakındır ligimizde bir "üçbüyükler"-Trabzonspor'un bir dönem çıkışını saymazsak- hegemonyası yaşanıyor. Anadolu şampiyonluğun abonesi bu isimlerden bakalım nasıl kopacak? Ve şampiyonluk İstanbul'dan, Anadolu'ya geçebilecek mi?