Anadolu kulüpleri bir futbol ihtilali için kalkıştığında belki Sivasspor'un adı bile anılmıyordu ama kent takımları başta Eskişehirspor olmak üzere çok büyük bir yürüyüş başlatmıştı.
Yolspor, Kızılırmak ve Sivas Gençlik'ten oluşan Sivasspor, Üçyıldız'ı da formanın göğsüne üç takıma ah de vefanın nişanesi olarak yerleştiriyor
Anadolu ve İhtilal... Biraz mevzudan uzak gibi duruyor ama öyle değil. Dönemin yani 1960'ların Anadolu kulüpleri için söylendi bu söz. Hem de büyük usta Eskişehirspor efsanesinin yaratıcısı Abdullah Gegiç tarafından... Gegiç, Es- Es'ler için 'Anadolu İhtilali'nin gerçekleştiren takım' demişti. Kimler var sırada; Trabzonspor, Adanaspor, Bursaspor ve hatta Samsunspor... 1965-66'da "Türkiye 2. Ligi" 1966-67 sezonunda da Türkiye 3. Futbol Ligi kuruluyor ve kentler artık futbol takımların adıyla duyulmaya nam salmaya başlıyor. İyi gelişme. Niye? E sokakta, mahallede, amatörce devam eden süreç daha bir şekle bünyeye bürünüyor. Bir heves yeni bir heyecan oluyor kentlere. Düşünün ki gelin gibi süslenmiş stadyumlarda sezon açılışları, oradan oraya koşturan gencecik sporcular, yan yana gelmiş ve tribünleri bayram yerine çevirmiş insan toplulukları, o insan topuluklarının önünde coşturmaya çalışan 'amigolar' Heheeey dedik ya bayram yeri futbolseverlerin yüreği. Tam 307 bin lira toplanmış 222.500 lirasıyla da takım kurmuş Sivaslılar. Hatırı sayılır bir para harcamışlar o zaman... Burada tabii Güngör Dabaklar'ı, Nurettin Tarikahyalar'ı, Hüseyin Yıldırımlar'ı anmamak olmaz...
Üç yıldız' üç takımı simgeliyor Rivayet o ki dönemin Sivas Valisi Vefik Kitapçıgil ve Belediye Başkanı Ahmet Durakoğlu başta olmak üzere şehrin ileri gelenleri muvzuuyu bir namus meselesi haline getiriyorlar; ahd ediyorlar ar ediyorlar; Yolspor, Kızılırmak ve Sivas Gençlik'ten oluşan Sivasspor'u bir federe kulübe dönüştürüyor iyi bir takım kuruyorlar; ÜÇYILDIZ'ı da Kırmızı-Beyaz formanın göğsüne de kuruluştaki bu üç takıma ah de vefanın nişanesi olarak yerleştiriyorlar. Düşünün ki "büyük" olarak bilinen takımlar bunun için 15 senelik bir şampiyonluk periyodu yakalamak zorundalar ama Sivaslı çakmış göğsüne "üçyıldız"ı... Peki her şey tamam mı? Değil. Neden? Çünkü dönemin Futbol Federasyonu başkanı Orhan Şeref Apak tesis yetersizliği gerekçesiyle 2. Türkiye Ligi'ne önce kabul edilmiyorlar. Bizi lige almazsanız oyu unutun! Çareyi "boykot"ta arıyor Yiğidolar. 12 Mahalli kulüp maçlara çıkmıyor, bütün spor dallarının bölge temsilcileri ajanlarıistifa ediyorlar. Hatta senatör Rıfat Öçten, Başbakan Süleyman Demirel'e biraz üslup sertliğiyle çağrı yapıyor; "Ya Sivasspor'u lige alın ya da Sivas'tan oy almayı unutun!" Çağrı yerini buluyor ve türlü nedenlerle lige alınması askıya alınan Sivasspor o dönem 1. Türkiye Ligi'nden 2. Türkiye Ligi'ne düşen ve Danıştay'a açtığı davayı kazanıp tekrar 1. Türkiye Ligi'ne dönen Şekerspor'a rağmen 2. Lig Beyaz Grup'taki yerine konuşlandırılıyor. Biraz siyasi baskı biraz sportif istek ve şevk çözüyor mevzuyu.
4 Eylül'den sonra ikinci bayram Artık Sivaslı'nın 4 Eylül'den sonra bir ikinci bayramı daha oluyordu; o da lige alındıkları tarih olan 1 Temmuz. Yiğidolar tuttuklarını koparmışlar bunun da bir övünç kaynağı haline getirmişlerdi. Bitmeeez... 12. Adam mevzuları yok o zamanlar. Takımlarını ve kentlerini seven taraftarlar var; "yoksulluk / gayr-ı hatayık/ Sivassporluyuk" diyen insanlar; Sivasspor tribünleri doluyor taşıyor ve önlerinde kırmızıbeyaz özel dikimli kıyafetiyle "Amigo Eksan." Bağırıyor taraftarlar; "Ehsan bizi eccük bağırdsene gardaş!"
Feleğe kramponlarla karşılık Ve başlıyor Sivas sevdalısı ağabeymiz "eccük baardırtmaya" Şöyle deniyor... Amigo Eksan'ın tribünü coştururken yaptıkları için; "Hiçbir partinin hiçbir cemiyetin sloganı onunkiler kadar Sivas insanının enfarktına nüfuz etmemişti.: "Kırmızı-Beyaz / Üç Yıldız Sivas / Hey hey hey.." Anadolu İhtilali kelimesi bir kez telafuz edilmiş ve yeni kulüplerin hepsini heyecanlandırmıştı. Başlıyor Sivaslılar bir heves lige ama çok geçmiyor bazı nahoş durumlar oluyor hani sahalarımızda görmek istemediğimiz türden durumlar- Sonra... Sonrası biraz sıkıntılı bu mütevazı Anadolu takımı için. Ahmet Turan Alkan üstadımdan alıntılıyorum; "Yine maçlara gittik. Yine gençlik heyecanı ile rakip takımın beklerine küfürler ettik, hakemlerin özel hayatları hakkında fikirler yürüttük. Rahmetli Amigo İhsan'ın yönetiminde yeri göğü inlettik ama tılsım bozulmuştu galiba. Bir daha iflah olmadık!" Başkan Kemal Kadıoğlu'nun dediği gibi; "Takımın bütün oyuncuları, yöneticiler ve taraftarlar, günün birinde feleğin yumruklarına kramponlarının zaferi ile karşılık vermenin heyecanıyla bilenerek yaşıyorlardı"