Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Arşiv | Ana Sayfa
Bugün: 12 Aralık 2007  
Yazar Arşivi
Adalet Bakanı'na mektup var
Okurlardan gelen mesajlar

Adalet Bakanı'na mektup var
Bir yargı çalışanı, meslektaşlarının yaşadığı sorunları anlatıyor ve çözüm getirilmesini istiyor


Yargı çalışanları yazı dizimiz ile ilgili sayısız mail aldık. Bu yazı dizisi ile yargı çalışanlarının sorunlarını yetkililere duyurmaya çalıştık. Gelen maillerden biri de Sayın Adalet Bakanımız'a hitaben yazılmış bir mektubun yayınlanması ricasıydı. Kamu Çalışanlarının Sesi köşesi olarak okuyucumuzun duygularını gündeme getiriyor, konuyu düşüncelere önem veren değerli Bakanımız'ın takdirlerine bırakıyoruz... "Sayın Bakanım; Ben Adalet Bakanlığı'nın adı en alt seviyesinde anılan ama en çok çalışan, olmazsa olmaz parçalarından biriyim. Ben bir yargı çalışanıyım. Gönül isterdi ki bu mektuba ismimi yazarak size hitap edeyim. Ancak malum sebeplerden dolayı adımı gizlemek zorundayım.

'Özveri ile görev yapıyoruz'
Amirine saygısında kusur etmeyen, gecesini gündüzüne katan, mesai saati diye bir olgusu olmayan bir katibim. İşimizi seviyoruz, sorumluluklarımızın bilincindeyiz. Hep özveriliyiz. Sabah mesaimize başlarız. 1 bardak çayımızı içmeden vatandaş, hakimlerimiz, savcılarımız gelir. Duruşmalarımız, ifade almalarımız ve koşuşturmamamız başlar. Bizler, toplumun en kötüleri ile uğraşırız. Üç kuruş için öldüren, küçücük kızlara tecavüz eden, savunmasız kadınlırın çantalarını kapıp kaçan, en güvenli olmamız gereken yer olan evlerimize ellerini kollarını sallayarak girip, önüne geleni çalan sapık, hırsız ve katiller ile akşama kadar yüz yüze geliriz. İşledikleri suçu en ince detayına kadar biliriz ama kişi ayrımı yapmadan işimizi yaparız. Duruşmalar, ifadeler yüzünden öğle yemeği saatimiz yoktur. Çoğu zaman duruşmalar geç bittiği için öğle yemeği bile yiyemeyiz, çünkü yemekhanede yemek kalmamıştır. Mesai 17.00'de biter ama adliyelerde mesai bitimi değil, iş bitimi önemlidir. İşimizi bitirene kadar kalırız. Hiçbir zaman dert yanmayız. 'İşimizdir' deriz. Evimize, ailemize, sevdiklerimize ayırdığımız zaman o kadar azdır ki doyamayız onlara. Onlarla geçirdiğimiz zamanlarda bile aklımızın bir köşesinde sürekli işlerimiz vardır. Öyle bir işte çalışıyoruz ki, ülkemizde yaşanan en pis suçları, en adi suçluları bildiğimiz ve işimiz hep stres, koşuşturmaca olduğu için birçok meslektaşımızın psikolojisi bozulmuştur.

'Nöbet ücretini geri istiyoruz'
Nöbetlerimiz vardır. Sabahlara kadar sürer. Bir cinayet vakasıdır, bir trafik kazasıdır, kar, yağmur, çamur demeden ya araç ile ya da yürüyerek olay yerine gideriz. Sabaha kadar ölülerin başında yazar çizeriz. Sabah saat 08.00 dedi mi yine masamızın başındayızdır. Sabaha kadar çalışmış olmamız mesaimize gelmememiz için bir sebep değildir. Sayın Bakanım, bunları gerçekleştirirken diğer kurumlardaki gibi gece nöbeti tuttuğumuzda o geceyi takip eden gün izinli sayılmamızın sağlanmasını istiyoruz. 2005 yılı Aralık ayında nöbet tazminatımız verilmeye başlandı. 'Artık bize değer veriliyor' deyip sevindik. Haksız da sayılmazdık hani. 680 YTL maaş alırken, buna ek olarak 225 YTL de nöbet parası almaya başlamıştık. 'Büyüklerimiz bizi artık anladı' diyorduk. Nöbet paramıza güvendik kredi çektik, kendimizin, ailemizin, çocuklarımızın, sevdiklerimizin ihtiyaçlarını aldık. Bekar olup 'Nasıl evlenirim, nasıl ev geçindiririm?' diyenlerimiz nöbet tazminatına güvenip yuva kurmak için adım attı. Çocuklarımızı evlendirdik. Ama 'Büyüklerimiz bizi anlıyor' derken sorgu sual etmeden nöbet tazminatımız bir anda elimizden alındı. Nedenini asla anlayamadık. Sayın Bakanım, oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi bizi üzdüler, ağlattılar. Ama yine de umutla büyüklerimizden müjdeli haber beklemeye başladık. Bu müjdeli haberi beklerken, bir yandan da kendi kendime şunları düşündüm. Hatta müsaade ederseniz sesli düşünmek istiyorum, böylece düşüncelerimi hem sizinle hem de kamuoyu ile paylaşmış olurum. Amirimiz 'Mesai saatine bağlı değilsin' der; akşamın 9'una kadar çalışırız, sesimiz çıkmaz... Personel azlığından sık sık nöbetlerimiz olur; başka kurumlardaki memurlar şehir dışında tatilde ya da bayramda seyranda aileleri ile bayramlaşırken, biz nöbet tutarız sesimiz çıkmaz... Sabaha kadar ya otopside ya da mahkemede çalışıp sabah 08.00'de yine mesaimize başlarız, sesimiz çıkmaz... Bütün devlet kurumlarında tayin isteyip tayin olduğun yere gitmek kolayken Adalet Bakanlığı'nda eş durumundan bile tayin verilmez, sesimiz çıkmaz... Diğer devlet kurumlarının servisi varken, bizler ev kiraları ucuz olduğu için şehrin kenar mahallelerinde oturduğumuzdan en az 3-4 araba değiştirip, itiş-kakış, istif halinde belediye otobüsleriyle işe gecikmeli gider, yetmezmiş gibi 'Neden geciktin?' diye amirimizden fırça yeriz, sesimiz çıkmaz.

'Sizce çok şey mi bekliyoruz?'

Sayın Bakanım sizin de gördüğünüz gibi sesli düşününce ne kadar zor şartlarda, ne kadar fedakarca çalıştığımız ve nelerle karşılaştığımız daha iyi bir şekilde ortaya çıkıyor. Ama anlattıklarım yaşadıklarımızın yanında devede kulak kalır. Emin olun bu anlattıklarımın eksiği var fazlası yoktur. Yine emin olun, bu sorunlar bakanlığımız nezdinde çalışan bütün meslektaşlarımızın müşterek sorunlarını ifade etmektedir. Çok şey mi istiyoruz? Bir insan iki kolu, iki gözü, iki ayağı var diye sevinir mi? Bunlar yaratılıştan olan, doğal şeylerdir. Hasılı kelam bizim isteklerimiz de bu kadar doğal isteklerdir. Bunları size arz ettiğimiz için bizi anlayışla karşılayacağınızı biliyoruz. Sayın Bakanım, bütün yargı çalışanları adına sorunlarımıza çözüm bulacağınızı ümit ettiğimi belirtir, saygılarımı sunarım."

Yargı çalışanları adına bir yargı çalışanı
YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Vergi iadesi yerine geçim indirimi   / 10-12-2007
 MEB'e ne kadar öğretmen alınacak?   / 06-12-2007
 Sözleşmeli öğretmen olmak isteyen memura haksızlık...   / 05-12-2007
 'Sosyal güvenlikte tek çatı farklılıkları gidermiyor...'   / 04-12-2007
 Çalışma saatleri gözden geçirilsin   / 03-12-2007
 İcra dairelerinin beklentileri   / 29-11-2007
 En büyük sıkıntı maddi koşullar ve tayin   / 28-11-2007
 Katipler ilgi bekliyor   / 27-11-2007
 Yargı çalışanlarının koşulları iyileştirilmeli   / 26-11-2007
 Yeni kanun tasarısı eşitsizlikler içeriyor   / 22-11-2007
SMS: ERA - 4122 |
GÜNCEL
Bay Bay Vakko'yu kaybettik
Vakko markasının kurucusu olan ve 'Bay Vakko' adıyla anılan işadamı...
Ölüm dümeni
Vicdanlara çağrı
Dersimiz şiddet
Kesik baş cinayeti
Acil satılık böbrek
30 derece saptı, dağa çarptı
SPOR
Beşiktaş'tan Beşiktaş'tan acı veda
Rüştü, ilk yarının son dakikasında ofsayt bekleyip oyunu bırakınca...
Fener şölene çıkıyor
Bize hiç yakışmadı
Rüştü yaptığın büyük hataydı
Akın&Karan takası
Zafere hazır olun
Fener benim için Zenit'le...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
İSTANBUL Yağmurlu 13°C 10°C 
ANKARA Yağmurlu 13°C 5°C 
İZMİR Kuvvetli Sağanak Yağışlı 15°C 11°C 
ANTALYA Kuvvetli Sağanak Yağışlı 16°C 12°C 
ADANA Kuvvetli Sağanak Yağışlı 18°C 10°C 
EKONOMİ
IMKB E: 56.271,270 D:% -0,44
DOLAR S: 1,169 D:% 0,13
EURO S: 1,719 D:% 0,09
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
GÜNCEL
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon
| Saklambaç | Astroloji | Mobil Takvim | Reklam | Künye | Ana Sayfa
    Takvim Servisi
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu
Shuanda Bildiriyor Blogomania Hepoku