İpek, Kartal'ı doğradı
Beşiktaş oyuna çok süratli başladı. Bilhassa soldan Mehmet Sedef, sağdan Serdar Özkan'ın bindirmeleri mükemmeldi. Dilimizde tüy bitti. Bu Mehmet Sedef futbolcu oğlu futbolcu diye. İlk yarı boyunca sıfır hatayla oynadığı gibi önemli pozisyonlardaki yaratılıcığıyla da alabildiğince ortaya çıkıyordu. Hakem iyi götürdüğü maçta Beşiktaş'ın buz gibi golünü iptal ederek ve iki pozisyonda avantaj kaidelerini çiğneyerek oyunun kontrolünü kaybetti. Umarım devre arasında kendini toparlar. Çaykur Rizespor, ilk yarı boyunca savunma refleksi içindeydi. Dua etsinler kalecileri Gonzales'e. Yoksa ilk yarı fark olurdu. İkinci yarıya Rize daha derli toplu başladı. Bilhassa Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi kanat adamlarından Emrah, İbrahim Üzülmez'in iki pozisyonda defans görevini unutmasıyla hem Rize'ye golü buldurdu hem de ikincisinde de yüzde yüz golü kaçırdılar. Nobre'ye 70 dakika tahammül eden Ertuğrul Sağlam, yerine Batuhan'ı soktu. Ve bana göre çok iyi oynayan Mehmet Sedef'i oyundan aldı. Eyvah maç gidiyor derken Delgado'nun ceza saha sol tarafından akıl dolu muhteşem vuruşunun filelerle kucaklaşması, Karakartal'ı iyice ateşledi. Taraftarının da bitmek tükenmek bilmeyen tezahüratıyla bindirme üstüne bindirme yapan Beşiktaş, Çaykur Rize'nin çok adamlı savunmasını ne yazık ki bir türlü aşamadı. Ceza sahası içine çok kolay şekilde giren Beşiktaşlı futbocular son vuruşlarda aynı beceriyi gösteremediler. Genç Batuhan kanat toplarından gelecek yüksek toplara kafa vurması planlanmıştı. Sağlam'ın bu fikri doğru bir düşüncedeydi. Ne var ki genç futbolcunun iyi marke edilmesi istediği kafa toplarını almayı engelledi. Sonuçta Beşiktaş, belki çok iyi oynamadığı ancak tempolu bir futbol ortaya koyduğu dünkü mücadeleden 2 puan kaybıyla çıktı. Her büyük başarı sonrası ligde puan kaybetmeyi adet haline getiren Beşiktaş, bu geleneğini dün Rize önünde de göstererek çok hayati önem arzeden puanları cömertce harcadı.