Katipler ilgi bekliyor Adalet mekanizmasının işlemesini sağlayan hakim ve savcıların eli kolu olan yargı çalışanlarının sorunlarını bütün yönleriyle incelemeye devam ediyoruz
Yargı çalışanlarına bir dokunduk bin ah işittik...
İstanbul'dan bir katip, katipliği şöyle özetleliyor: "Katiplerin ne geceleri ne de gündüzleri bellidir. Bakarsınız, her zaman çalışırlar. Akşam, sabah, cumartesi, pazar; otopside, keşifte. Tek ölçüleri işin bitmesidir. Sabah saat 09:30'dan 14:00'e kadar (Bazı mahkemelerde öğleden sonra başlayıp akşam 18.00-19.00'a kadar) duruşmaya girerler. Duruşmadan çıkınca avukat veya vatandaş gelir, falanca dosyayı ister, katip dosyayı bulup verir. Bulup dediğimize bakmayın, bazen bir dosyayı bulmak katibin 1 saatten fazla zamanını alır. Zamanla yarışan bir insanın sadece bir dosya için 1 saat ayırması gerektiğinde, o insanın diğer işlerini yetiştirememekten dolayı yaşadığı stresi varın siz düşünün. Bu ekseriyetle yaşanan bir durumdur.
'ZAMANLA YARIŞIR' Dosyanın tarafı, ara kararının yerine getirilmesi için masrafını verip gider. Ceza mahkemelerinde durum çok daha vahimdir. Katip duruşmadan sonra ara kararını resen yerine getirir. Hukuk mahkemelerinde, en azından taraf masrafı yatırmazsa katibin ara kararını resen yerine getirme zorunluluğu yoktur. Katip bu ara kararını yerine getirmeye çalışırken; bir başkası gelir, onu gönderdikten sonra bir başkası, onu da gönderdikten sonra 3'ü-5'i bir anda gelir, hepsi aynı anda bir şeyler istemeye, söylemeye başlar. Hasılı kelam bu durum sürekli olarak böyle tekerrür eder. Kısacası katip gelen gidenle ilgilenmekten ara kararlarını yerine getirmeye fırsat bulamaz. 'MESLEK HASTALIĞI...' Sadece bu olsa neyse. İşin yoğunlaştığı bir anda hakim 'Karar yazacağız' diye çağırır. Bütün işlerini olduğu gibi bırakıp karar yazmaya gider. Yani günde bin parçaya bölünür katipler. Tabii durum böyle olunca mesai saatleri içinde işini bitiremeyen katip mecburen işleri yetiştirmek için akşam 20.00'lere kadar çalışır, bu da yetmezmiş gibi hafta sonu yine gelir çalışır. Hep stres, koşuşturmadır katibin hayatı. 'Aman iş yetişir mi, yetişmez mi' stresi, katibin hayatının bir parçası olmuştur artık. Bu tamamen gerçektir. Kesinlikle abartı değildir. Özellikle büyükşehirlerde çalışanların hali gerçekten içler acısıdır. Katipler, sürekli bir koşuşturma, stres içindedir. Sözün özü, katipler işi yetiştirmek için bir gün içinde aralıksız çabalayıp duruyor. Büyük bir kısmı yüksekokul ya da fakülte mezunudur. Hatta aralarında hem yüksekokul hem de fakülte mezunu olanlar da azımsanmayacak kadar çoğunluktadırlar. Ayrıca katiplerin birçoğu ileri yaşlarda meslek hastalığı olan kamburluk, bel fıtığı, astım, görme problemi gibi bazı rahatsızlıkları yaşamaktadır." Gördüğünüz gibi, katiplere bir dokunduk "bin ah" işittik.