Ses dalgası ve lazer ile varis tedavisinde 2 saatte mucizeler yaratılıyor! Genel anestezi olmaksızın yapılan operasyonda ne damarlar kesilip alınıyor, ne de dikiş atılıyor Hastaların ameliyat oldukları gün evlerine gidebildiğini söyleyen Prof. Dr. Kürşat Bozkurt, 'Bu öyle güzel bir yöntem ki, kesi yok dikiş yok. Bazen kendi yaptığım ameliyat sonrası bana gelen hastanın operasyon geçirdiğini anlayamıyorum' diyor.
Kadın-erkek pek çok kişinin kabusudur varis. Bacaklarda dışarıya fırlayan damarlar, yaşattığı acıların yanı sıra görüntü olarak da son derece rahatsızlık verir. Geçmişte 'saldırgan' yöntemlerle teşhis ve tedavisi yapılan varisten, artık ses dalgaları ve lazerle kolayca kurtulmak mümkün. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. A. Kürşat Bozkurt, "Ses dalgaları ve lazer inanılmaz güzel yöntemler. Tüm dünyada standart bir tedavi olarak yerleşen bu yöntemleri biz de başarıyla uyguluyoruz" dedi. Prof. Dr. Bozkurt, varisi, nasıl oluştuğunu, en çok kimlerde görüldüğünü ve bacakları hafifleten tedavi yöntemlerini anlattı:
BÜKLÜM BÜKLÜM... "Varis, bacaktaki toplardamarların genişlemesi, uzaması ve büklümlü hale gelmesidir. Normal koşullarda toplardamarlar şu işe yarar: Kalp her defasında 70 bin litre kanı atar ve dokulara gönderir. Bunlar dokulara gerekli olan besleyici maddeleri verir. Daha sonra toplardamarlar aracılığıyla bu kan geriye döner. Varis toplardamarların bir hastalığıdır. Bunu özellikle anlatmak istiyorum; çünkü halk arasında toplardamar hastalıklarıyla ilgili bazı yanlış bilgiler var. Deniliyor ki, 'Bende damar tıkanıklığı var?' Burada bahsedilen atardamar hastalıklarıdır. Kalpte tıkanan atardamardır. Bacakların kesilmesine yol açan atardamar hastalıklarıdır. Varis ise toplardamarların genişlemesidir. Bunu özellikle korkulduğu için anlatıyorum. Çünkü varis korkulacak bir hastalık değildir.
İNSANA ÖZGÜ BİR HASTALIK Şu ana kadar varis yüzünden ölen, bacakları kesilen hasta görmedim. Bu yüzden gereksiz korkulara gerek yok. Varisin yeryüzünde bir tek insanoğlunda olduğunu biliyor musunuz? Çünkü insanoğlu doğada yalnızca iki bacağı üzerinde durabilen tek canlıdır. O yüzden varis insana özel bir hastalıktır. Varis nedense kadınların hastalığı olarak biliniyor. Aslında bu da yanlış. Çünkü erkeklerde de varis çok sık görülüyor. İstatistiksel olarak kadında varis görülme oranı erkekten 1.3 kat daha fazla, Örneğin 100 tane erkek hasta görüyorsak, 130 tane kadın hasta görmemiz gerekiyor. Fakat, bize estetik nedeniyle daha çok kadınlar geldiği giçin muayene ettiğimiz hasta sayısında kadınlar daha fazla. Erkekler zaten göremiyor varislerini. Ama istatistiksel olarak bakıldığında çok da fark yok. Kadınlar varisi çok önemsiyorlar. Görüntüde problem olduğu için çok önemsiyorlar. Şimdi biz Türkiye nüfusuna şu yüzde 10-20 oranını ilave ettiğimizde Türkiye'de ortalama 4 ila 5 milyon civarında varisli hasta olduğunu tahmin edebiliyoruz.
BİR ÇEŞİT TANSİYON İkinci bir konu varis neden oluşuyor? Neden hemşirelerde, cerrahlarda sık görülüyor? Neden 'öğretmen hastalığı' deniliyor? Olay şu: İnsanlar ayakta uzun süre sabit pozisyonda dururlarsa, bir süre sonra ayak bileklerinde toplardamarlardaki basınç artıyor. Bu yüksek basınç nedeniyle toplardamarlar genişliyor, damar çeperlerine zarar veriyor. İşte bundan dolayı varis oluşuyor. Yani bir çeşit tansiyon. 'Toplardamarların tansiyonu' diyebilirsiniz buna. Sabit pozisyonda oturarak çalışmak da sakıncalı. İnsan uzun süre kıpırdamadan oturursa gene toplardamardaki basınç artar ve varis gelişimi riski yükselir. Bilgisayar başında çalışanlarda varis çok önemli bir problemdir.
DERECELERİ ÖNEMLİ Her varis aynı değildir. Kılcal varisler pekçok insanda vardır. Bir ağ düşünün, kırmızı bir ağ tarzındadır kılcal varisler. Bunlar genellikle bacağın alt kısmında olur. Ağrısızdır, ciltten dışarıya çıkmaz ve çapı genellikle 1 mm'nin altındadır. Küçük kırmızı çizgilerdir.Bunlar en erken evre varislerdir. Ama varistir. İkinci basamakta, daha büyük, ciltten dışarı çıkan parmak gibi olmuş varisler gelir. Bunlar ilerler, bacakta şişliğe kadar gider. Varisin son aşaması ayak bileği seviyesinde ortaya çıkan siyah renk değişikliği ve yaradır. Bu yaralar çok tipiktir. Ayak bileğinin üst kısmında olur. Çünkü orası çok hassas bir bölgedir.
'TEDAVİDE GEÇ KALMAYIN' Ayak bileğinde yara açıldıktan sonra bizim işimiz çok zor. Yaralar zor kapanıyor, ameliyat edilmesi gerekiyor. İşin özü; varisin geç aşamalarındaki komplikasyonları çok fazla. Varisin yol açtığı problemlerden bir tanesi de enfeksiyonlardır. Varisli damarı düşünün. Toplardamar genişliyor. Ne oluyor? Kan orada birikiyor. Kan mikroplar için çok iyi bir besi ortamıdır. Mikroplar bu kanı çok sever. Varisin olduğu yere mikroplar yerleşebilir, enfeksiyon ortaya çıkabilir. İşte halk arasında 'filebit' denilen olay budur. Filebit, toplardamarların iltihabıdır. O bölgede ısı artışı, ağrı, yanma, ateş ortaya çıkar.
'BU HASTALIĞIN İLACI YOK' Varislerin ilaçla tedavisi yoktur. Kullandığımız bazı ilaçlar varisi tedavi etmez, sadece hastanın ağrı ve şişlik gibi yakınmalarını düzeltir. Hastalar şunu bilmeliler, kılcal varisin tedavisi zorunlu değildir. Görüntüsünden rahatsızlık duyarsa yapılabilir. Ancak varis ikinci dereceye çıktığı zaman ki, bunlarda artık parmak kalınlığında olur varisler, çapı 4-5 milimetrenin üzerine çıkar, artık tedavi etmek gerekir. Dışarı çıkmış varis artık ilerleyecektir, gerilemesi söz konusu değildir. Ben kalp ve damar cerrahisine 1985 yılında başladım. O zamandan beri sürekli bu varis ameliyatlarını yapıyorum. O yıldan bugüne inanılmaz değişiklikler oldu. Bundan 2 sene öncesine kadar varisleri açık cerrahi ile tedavi ediyorduk. Kasıktan 4-5 santim kesiyorduk, ayak bileğinin önünden kesiyorduk 1-2 santim kadar. İçeriye bir alet sokup toplardamarı çıkartıyorduk. Fakat 1990'lı yıllardan itibaren çok şey değişti. Önce ses dalgasıyla, sonra lazerle tedavi ortaya çıktı. Ve günümüzde varisin tedavisinde artık açık cerahi yöntemler yerine, kapalı olarak tanımladığımız damar içi tedaviler ön planda.
DİKİŞ ATILMIYOR Bu yöntemlerde; varis damarının içine incecik bir boruyla giriyoruz. Ultrason rehberliğinde boruyu kasığa yerleştiriyoruz. Lokal anesteziyle yapılıyor. Ve içeriden verdiğimiz enerjiyle bu damarı kapatıyoruz. Eskiden dışarıya çıkarttığımız o büyük damarları yerinde bırakarak tıkıyoruz. İki tür enerji kullanıyoruz. Birincisi ses dalgaları. İnanılmaz güzel ve önemli bir yöntem. Bu artık tıpta moda olup geçici olayları aştı. Dünyada standart bir tedavi olarak yerleşti. Türkiye'de de ilk defa biz 3.5 yıl Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde başladık bu yöntemlere.
'AMELİYAT 2 SAAT SÜRÜYOR' Ses dalgalarıyla veya lazerle damar içinden yapılan varis tedavilerinin avantajları şu: Hasta isterse lokal anestezi uygulanıyor. İşlem 2-2.5 saat sürüyor. Aynı gün bir süre dinlenip evine gidiyor. Birkaç gün sonra da işinin başına dönüyor. Ekiden ameliyat sonrası günlük hayata dönmesi 2- 3 haftayı alıyordu. Ama şimdi, hasta iki gün içinde işinin başına geçip günlük yaşamına dönebiliyor. Ben varis olsam, kesinlikle ses dalgasıyla veya lazerle damar içi varis tedavisi olurum. Çünkü hem iyileşme süresi çok daha kısa, hem de iz kalmıyor."