Yeniden doğmak
Dün gece futbol yoktu, hakem yoktu ama Fenerbahçe'nin kazanma isteği vardı. Maçın başında yenik duruma düşseniz de, kendini yenileme bankası, mudilerine ilham veriyor. Hele karşınızda 6 yıldır sahanızda yenemediğiniz bir rakip olunca...
***
Fenerbahçe maçın başında ısınma pasları yaparken, Delgado'nun ara pasına, Bobo klasik vuruşunu yaptı ve maçı ısıttı. Fenerbahçe'nin bu golden sonra baskı kuracağını düşündüm ama yanıldım. Fenerbahçeli futbolcular hata yapmak için kendi aralarında kura çekiyorlardı sanki.
***
Oysa Beşiktaş'ta kapı çoktu da, onu açacak anahtar Fenerbahçe forvetinde yoktu. Ve imdada MehmetAureilo yetişti. Alex'in köşe atışında, Beşiktaş defansındaki koronun ritmi bozuldu, Aurelio'nun kafası Hakan'ın bacak arasından geçerken, hem futbol, hem de skor dengelendi.
***
Bu golden sonra Fenerbahçe'de gecenin kaçak yolcuları ortaya çıktı. Alex iki pozisyonu bir dakikada harcadı. İlk yarıda göze batan tek adam GökhanGönül'dü... Buna karşılık Beşiktaş'ta Burak kelimenin tam anlamıyla "sefilleri" oynarken, Delgado, durarak oynamanın sanatçılığına soyunmuştu.
***
İkinci yarıda Beşiktaş'ın top kayıpları tavan yaptı. Fenerbahçe'nin futbol olarak değil ama mücadele olarak öne çıktığı dakikaları izledik ve ölü toptan ikinci gol geldi. Fenerbahçe'deki en silik adam Semih, galibiyetin kapısı açtı. Fenerbahçe, zor bir maçı lehine çevirirken, 6 yıllık tılsımı da bozdu. Beşiktaş'ın son dakikada attığı sayılmayan gole gelince, sahanın en başarısız adamı İsmet Arzuman, o pozisyon öncesinde faulu vermişti.
***
Beşiktaş, beklentilerini Şükrü Saraçoğlu'ndaki 6 yıllık sonuçlarıyla takas etmişti de, maçın başında attığı golün her şeye yetmeyeceğini ancak maçın sonunda öğrendi. Hakeme gelince... Sahalarımızda bir hakem daha ölün bulundu dün gece.