Kezban Nine gurbetteki oğlundan gelen duygu yüklü mektubun sonu olacağını nereden bilecekti! Mektubu açmasıyla birlikte nine için tehlike çanları çalmaya başlamıştı....
Kahramanmaraş'lı 85 yaşındaki Kezban Nine, eşiyle birlikte yıllarca çalışmış, didinmiş ve çocuklarının okuyup büyük adam olması için elinden geleni yapmıştı. Çocukları da Kezban Nine'yi ve babalarını utandırmamış, üniversiteyi bitirmiş, memleketine, milletine faydalı birer evlat haline gelmişlerdi. Dört aslan gibi evladını okutabilmenin gururunu yaşayan Kezban Nine, etrafındakilere de evlatlarını okutmaları için nasihatlarda bulunurdu.
NİNE YALNIZ KALDI Ancak yıllar acımasızdı. Kezban Nine'nin eşi bu acımasızlığa daha fazla dayanamadı ve yaşlı yüreği bir gün duruverdi. Nine, yapayalnız kalmıştı. Çünkü evlatlarından ikisini çalışmaları için gurbete göndermiş, diğer ikisini de evlendirmişti. Evinde yalnız ama bir o kadar da mağrur, çocuklarının kendisini ziyaret etmesini bekler olmuştu. Evlatları da her fırsatta tatillerini yaşlı analarının yanında geçirir ve hürmette kusur etmezdi. Kezban Nine'nin en mutlu olduğu zamanlar evlatları, gelinleri ve torunlarıyla birlikte geçirdiği anlardı. Çocukları bir araya gelmeden günler önce hazırlık yapar, mahallede ne kadar konu komşu varsa toplar, börekler açılır, tatlılar yapılırdı.
DAKİKALARI SAYARDI Sayılı günler Kezban Nine'ye bir asır gibi gelir, bir an önce yavrularına kavuşmak için dakikaları bile sayardı. Nine, en çok da ayrılık vakti yaklaştığında hüzünlenirdi. Ayrılık acısı kalbine bir ok gibi saplanır, çocuklarıyla tekrar kavuşacağı günleri bir bir sayardı. Yalnız kaldığı günlerde ona en büyük desteği ise komşuları ve köyün genç imamı Adem Y. verirdi. Adem, hemen her gün Kezban Nine'yi ziyaret eder, halini hatırını sorar, bir şeye ihtiyacı olup olmadığını öğrendikten sonra işinin başına giderdi. Nine, Adem'i kendi çocuklarından ayrı tutmazdı.
CAN YOLDAŞI OLMUŞTU Hatta Adem'in evinin önünden geçeceği saati avluda bekler, her sabah kahvaltıya çağırırdı. İki çift laf etmek Nine'ye iyi gelirdi. Adem, kahvaltıdan sonra caminin yolunu tutar, ancak her fırsatta soluğu yine Kezban Nine'nin evinde alırdı. Uzun sohbet geceleri de olurdu Nine'yle, Adem'in. Hatta Ramazan boyunca Adem, neredeyse "Annem" dediği Kezban Korkmaz'ın evinden çıkmazdı. Kısaca Adem, Kezban Nine'nin can yoldaşıydı. CEBİNE HARÇLIK KOYARDI Nine çocuklarından gelen mektupları okutur, oğlu gibi sevdiği Adem'e karşılığında üç-beş kuruş harçlık verir, sigara alırdı. Yine Nine'nin en sevdiği günlerinden biriydi. Gurbetteki oğullarından peş peşe mektup gelmiş, Adem'in geleceği saati iple çeker olmuştu. Akşam olmuş, Adem ezanı okuyup, cemaate namazı kıldırır kıldırmaz soluğu Kezban Nine'nin evinde almıştı. İkisi de büyük bir merak içinde gelen mektuplardan ilkini açtı. Kezban Nine'nin büyük oğlu, annesine onu ne kadar çok özlediğini anlatan bir mektup yazmıştı. Hasret ve duygu yüklü mektup okunduktan sonra ikisinin de gözleri doldu. Bir süre birbirlerine baktılar.
MEKTUPLAR OKUNUYOR Kezban Nine, toparlanıp soluğu mutfakta aldı. Yeni pişirdiği börek ve taze demlenmiş çaydan birer bardak koyup, tepsiyle odaya geldi. İkisi de aslında ikinci mektubu açmak için sabırsızlanıyordu. Çaylarından birer yudum alıp, böreklerin de tadına baktıktan sonra sıra ikinci mektuba geldi. Adem, zarfı kenarından dikkatli bir şekilde hafifçe yırtarak, açtı. ZARFTAN PARA ÇIKTI Ancak bu zarf diğerinden biraz daha kalındı. Çünkü Kezban Nine'nin küçük oğlu anneciğine bir miktar para göndermişti. Oysa Kezban Nine, mektuptan çıkan 650 sterlinin, YTL olarak ne kadar olduğunu anlayamadı. Adem, aklından yaptığı küçük bir hesapla Kezban Nine'ye paranın miktarını söyledi. İkisi de şaşırmıştı. Çünkü Kezban Nine, fazla masrafı olmayan ve çocuklarının gönderdiği her kuruşu torunları için biriktiren bir yapıya sahipti. Parayı aldı ve hemen yastığının altına koydu. Salona dönüp, Adem'in mektubu okumasını dinledi. Yine ikisinin de gözyaşları sel olmuştu. Bardaklarında kalan son çay yudumlarını da içen Adem ve Kezban Nine, ertesi gün görüşmek üzere vedalaştı. Ancak ortada garip bir durum vardı. Adem'in aklı Kezban Nine'ye oğlu tarafından gönderilen parada kalmıştı. Genç imam, bütün gece 650 sterlini düşünüp sabahı sabah etti. MİSAFİR AĞIRLADI Ertesi sabah tekrar camiye gitmek üzere evinden çıkan Adem, soluğu Kezban Nine'nin evinde aldı. Birlikte kahvaltı yapıp bir süre sohbet ettikten sonra Adem işe gitti. Kezban Nine de o gün evine gelecek misafirler için hazırlık yapmaya başladı. Öğleden sonra ninenin misafirleri evi doldurmuştu. Çaylar, kahveler içilip, börekler pastalar yenmiş, iki yeni mektubu daha olan Kezban Nine son derece keyifli bir gün geçirmişti.
NE YAPACAK O PARAYI? Kezban Nine'nin bu kadar parayı ne yapacağı konusunda bir türlü akıl sır erdiremeyen Adem'in ise şeytan girmişti bir kez aklına. 19 yaşındaki Adem'in Kezban Nine'den daha çok paraya ihtiyacı vardı. Üstelik 85 yaşındaki kadın bu kadar parayla ne yapabilirdi ki! Bütün gün bu düşüncelerle işini yapmaya çalışan Adem, akşam saatlerinde Kezban Nine'nin evine gitti. Nine'nin misafirleri henüz oturuyordu. Bir bardak çay içtikten sonra izin isteyen Adem, hızla salondan çıktı.
KORKUNÇ PLAN Ancak imamın aklı hala paradaydı. Hemen bir plan yaptı. Misafirler ve Kezban Nine salonda otururken, Adem evin sokak kapısına yöneldi. Kapıyı açtı ve evdekilerin duyabileceği şekilde kapattı. Ancak Adem gitmemişti. İmam usulca Kezban Nine'nin yatak odasına yöneldi. Yastığının altındaki paraları alıp cebine koydu ve misafirlerin evden gitmesini, Kezban Nine'nin yalnız kalmasını bekledi sessizce. Kezban Nine ortalığı toplayıp, mutfaktaki işini bitirdikten sonra yatak odasına yöneldi. Adem saklandığı yerden çıktı ve hiç tereddüt etmeden annesi gibi sevdiği Kezban Nine'nin ağzını kapattı. Yaşlı kadın bir süre Adem'e direnmeye çalışsa da başarılı olamadı. Adem hızını alamadı ve cansız bedeni yere yığılan Kezban Nine'nin parmaklarındaki yüzükleri de alarak sessizce evden ayrıldı. KOMŞULAR TELAŞLANDI Sabaha kadar ölü bedeni yatak odasının ortasında kalan Kezban Nine'nin komşuları gün boyunca haber alamayınca telaşlandı. Oysa Nine sabahları erkenden kalkar, komşularının bir kısmını uyandırır, hatta kahvaltı hazırlar onları beklerdi. Mahalledeki kadınlar uzun süre Kezban Nine'nin kapısını çalıp, cevap alamayınca durumu köyün muhtarına bildirdi. Muhtar geldi ve köyün Kezban Nine'sinin kapısını açtı. Komşular ve muhtar gördükleri manzara karşısında şok oldu. Çünkü Kezban Nine soluksuzca yerde yatıyordu. Ama hiç kimse Kezban Nine'nin cinayete kurban gittiğini aklına getirmedi. Onlara göre Nine 85 yaşındaydı ve ecel gelip almıştı. Köyün ileri gelenleri doğru camiye koştu ve durumu imam Adem'e haber verdi. Adem, bir gece önce soğukkanlılıkla öldürdüğü Kezban Nine'nin selasını verdikten sonra, cenaze namazını kıldırdı. ECEL DEĞİL, CİNAYET Aradan birkaç gün geçti. Kezban Nine, birkaç yıl önce en yakın komşusuna vasiyetini yazdığını ve öldükten sonra bunun mutlaka yerine getirilmesi gerektiğini söylemişti. Komşu Kezban Nine'nin sakladığı vasiyetnamesini yerinden çıkardı ve muhtarla birlikte köyün ileri gelenlerinin huzurunda açtı. Vasiyet okunur okunmaz, Kezban Nine'nin eceliyle değil, bir cinayete kurban gittiği ortaya çıktı. Herkes şaşkınlık içerisindeydi, durum hemen jardarmaya bildirildi. YÜZÜKLER ELE VERDİ İhbarı değerlendiren jandarma ekipleri, evde ve çevrede bir dizi araştırma yaptıktan sonra Kezban Nine'nin gerçekten bir cinayete kurban gittiğini anladı. Çünkü Kezban Nine vasiyetinde parmağındaki yüzükleri ve tüm ziynet eşyalarını gelinlerine bıraktığını yazıyordu. Evin her tarafını aramalarına rağmen jandarma ne yüzüklerden, ne paralardan, ne de ziynet eşyalarından hiçbirini bulamadı. Ancak cinayeti kim işlemişti? Jandarma, Kezban Nine'ye yakın olan herkesi takibe aldı. İlk dikkati çeken isim Adem oldu. Adem, gönüllü çalıştığı camiden az para kazanmasına rağmen, son günlerde harcamaları çoğalmıştı. Üstelik Adem'in birkaç gün önce komşu köydeki kuyumcuya altın ve döviz bozdurduğu ortaya çıktı. Hemen gözaltına alınan imam Adem işlediği cinayeti itiraf etti ve Kahramanmaraş Cezaevi'ne kondu.
Servisi 
