Ne olacak bu kızın hali?
Ahhh içime dert oldu! Ne olacak bu Dudaktan Kalbe'nin sonu. Kitabı okumadığıma bin pişman, şimdi de inadımdan her hafta tırnaklarımı yiyerek izliyorum diziyi. İlk bölümlerinde beni çok sarıp sarmalamasa da giderek daha bir izlenir oldu Dudaktan Kalbe... Yapımcılar boşuna ünlü yazarların romanlarını senaryolaştırmıyor. Yıllar önce yazılmış, okuyucudan büyük ilgi görmüş hikayeler benim gibi eskiye hayranları da ekrana bağlıyor. Gerçi çelişkiler de yaşanmıyor değil bu eski zaman hikayelerini güncellerken... İşte çelik prensesleri, ne bileyim yanaşmalar, büyük konaklar, paşazadeler falan zaman zaman komik kaçıyor. Ya da kaç tane sanatçı müziği için Adalar'a saklanıyor günümüzde? Ama Dudaktan Kalbe'nin konusu öyle sarmalıyor ki, izlerken bu eleştirileri bir kenara bırakıyorum şahsen... Şimdi en büyük merakım, ne olacak bu küçük Lamia'cık?