Bu çelişki beni öldürecek
Allah'ım ben bu ülkede yaşanan çelişkileri anlamadan ölüp gideceğim herhalde. Biliyorsunuz ki, Türkiye'de en çok izlenen yapımların başında diziler geliyor. Herkes bir ya da birkaç dizinin müdavimi. Üstelik sadece izlemekle kalmıyor, dizilerin karakterleriyle bütünleşiyoruz. Kendini Polat, Şehrazat ya da ne bileyim Necdet sanıyor. Gel gelelim, Eylül ayı boyunca RTÜK'e yapılan şikayetlere bakıldığında birincilik yüzde 22 ile dizilere ait. Yani bir kısım insanda RTÜK'e telefon ya da mail yoluyla dizilerde gördükleri zararlı unsurları bildiriyor. Reklam kuşakları yüzde 9'la ikinci, haber bültenleri yüzde 7 ile üçüncü. Ama izleyici özellikle "yerli dizilerden" yakınıyor... Aslında şikayet konularına bakıldığında ortaya bizim de söyleyip durduğumuz iki önemli başlık çıkıyor. "Doğu kökenli kültürün empoze edilmeye" çalışılması yani Türkçe adıyla "ağa dizileri" ve "evlilik dışı ilişkilerden doğan çocukların" yani çarpık aile düzenini... Madem bu kadar şikayetçiyiz, neden hala izliyoruz? İşte bu sorunun cevabı bir türlü bulunamıyor. Çünkü eleştirsek de izlemeye devam ediyoruz. İşte tek gerçek bu! Sevmesek de vazgeçemiyoruz bu tutkumuzdan...