Her yıl dünyada milyonlarca kişinin ölümüne neden olan sigara geleceğimizi tehdit ediyor; tiryakilerin sayısı azalacağına artıyor.
Zararları bilinmesine rağmen, sigara tiryakilerinin sayısı her geçen gün daha da artıyor. Gelişmiş ülkelerde yarısı orta yaşlı (35-69), yarısı yaşlı olmak üzere yılda yaklaşık 2 milyon kişiyi öldüren sigara, geleceğimizi karartıyor. Bu sayının daha da artacağından endişe duyan uzmanlar, sigara yüzünden ölümlerin orta yaşlarda yükseleceğine ise kesin gözüyle bakıyor. ERGENLİK ÇAĞINDA BAŞLAYANLAR... Gelecek 40 yılda tütüne bağlı ölümlerin yılda 3 milyondan 10 milyon ve daha fazlası bir düzeye çıkacağını belirten uzmanlara göre, özellikle düzenli sigara içmeye ilk gençlik çağlarında başlayanlar yüksek risk grubu içerisinde. Uzmanların bu konudaki açıklamaları şöyle:
Orta yaşta (35-69) tütün nedeniyle ölenlerin yaşam süresi, sigara içmeyenlerin yaşam süresinden yaklaşık ortalama 20-25 yıl eksiktir.
Tütün nedeniyle hayatını kaybedenlerin çoğu çok sigara içmez, ancak sigaraya adolesan (ergenlik) çağında başlamışlardır.
Sigaranın bırakılması işe yarar. Sigaranın kanser veya başka bir ciddi hastalığa yakalanmadan orta yaşta bile bırakılması, sonraki tütüne bağlı ölüm riskinin çoğunu ortadan kaldırır. Erken yaşlarda bırakılması daha da fazla yarar sağlar.
Sigara kullanımı, kalp hastalığına bağlı olarak meydana gelen gelen ölümlerin en az yüzde 20'sinde doğrudan doğruya etkendir. Koroner arter hastalığı oluşma riskini 2 katına çıkartır ve ölüm riskini yüzde 70 artırır. Sigara, kadınlarda 55 yaşından önce oluşan tüm kalp krizlerinin neredeyse yarısında etkendir.
Tütün alışkanlığını bırakmak, bu yöndeki riskleri 2-3 yıl gibi kısa bir süre içinde ortadan kaldırır.
Sigara ve nikotin, midede bulunan koruyucu etmenleri zayıflatır ve mide iç tabakasının (gastrik mukozanın) mide ülserine yol açan (ülserojen) madde ve uyarılara duyarlığını büyük oranda artırır.
Sigara içenlerde hem duodenum hem de mide ülseri daha sık görülür. Sigara içimi ülser iyileşmesini geciktirmektedir. Sigara içenlerde ülser nüksü daha sık meydana gelmektedir.