Eskisi gibi
Filistin askılarına asılan parkalar döneminde de böyleydi işadamları. Aslan gibi gençler asılırken, kıllarını bile kıpırdatmadılar. Yağları sakladılar, karaborsadan sattılar benzinleri. Aradan yıllar geçti... Ülkenin her yanına harika manzara resimleri konulmuş olabilir. O resimler Avrupa Birliği'nin yalan manşetleriyle süslenmiş olabilir. Ama bazen tersine eser rüzgar. Mahalle kültürünü yerle bir edip, mahalledeki bakkal amcaları bile süpermarketlerinin raflarına koyan işadamlarının, şimdi "Laiklikeldengidiyor" konulu tebliğlerde, "mahallebaskısına" sığınması ne kadar acı! Tarihin karanlıklarında her şey yazılı. Onları ele veren gerçeklerden fazlasını biliyoruz, merak etmesinler!
***
1980 sonrasında yüksek dozda din istismarı, futbol ve magazin haplarıyla toplumun uyuşturulmasına göz yuman sistem, kendisine yakışan acıları da doğuracaktı kuşkusuz. Parayı kontrol altında tutanlar, sistemi de elinde tuttu. 12 Eylül'den sonrası, bu ülkenin en karanlık yıllarıdır. 12 Eylül'den sonraki medya sistemi, padişahlık sistemidir. Patronların, gazetecilik baronlarının seçimlerden önce baş tacı ettikleri ama şu günlerde uyarıcı tebliğler yağdırdıkları her hükümet de, onların topluma armağanıdır. Ben inanıyorum ki, şu sıralar korumaya çalıştıkları laiklik değil. Sadece kendi çıkarları...
***
Bizim için hiçbir şey fark etmez! Bizler yıllarca laik hırsızlar orkestrasının çaldıklarını dinledik. Onların boşlattıkları bankaların borçlarını ödüyoruz hâlâ! O yüzden, artık bazı şeyler bizleri "ırgalamıyor!". Eğer isterlerse, su vermesinler, yağları saklasınlar, ekmekleri küçültsünler. Eğer isterlerse, gördükleri yerde işaret edebilirler bizleri. Eskisi gibi!