İstanbul'da görüşürüz Galatasaray,Cenevre'de geceye berbat bir giriş yaptı.. Daha 10. dakikada maç 2-0'a geldi.. Üst üste iki şok gol beklentileri alt üst etti. Dominguez ve Adashine kendilerinin de beklemediği şekilde Sarı-Kırmızılı defansı rahatlıkla alt ediyor, Vanczak da kornerden gelen topu şaşkın bakışlar arasında filelere gönderiyordu.. Ha şimdi toparlayacak, ha şimdi gol gelecek derken Carrusca,Kalli'nin gözü önünde topu kaptırınca 3. gol de geldi.. Biz Kalli'nin Konya maçında Ayhan'ı milli maç yorgunu olduğu için dinlendirdiğini ve Sion maçına sakladığını düşünmüştük.. Ama Alman hoca ilk onbir de Ayhan'la başlamadı nedense.. Burada hoca ne düşündü biz çözemedik ama Ayhan daha kenarda gözükür gözükmez Galatasaray umut golüne kavuştu.. Maça duayla başlayan Lincoln düzgün bir vuruşla devre bitmeden bir gol kazandırdı CimBom'a.. O'nun duaları kabul olmuş Sarı-Kırmızılı ekibi maçın başından beri inançla destekleyen gurbetçiler de ayağa kalkmıştı.. Ama esas ayaklanma Linderoth'un golüyle görüldü.. Kalli'nin kenarda unuttuğu Ayhan, "Neden yedek kaldım?" sorusunu bir kez daha sordururcasına Volkan'a mükemmel bir pas gönderdi.. O da aynı güzellikte Linderoth'a çıkardı. O dakikaya kadar özellikle ikinci yarıdaki istekli futbolu ile göze batan İsveçli ip gibi vurdu topa.. Şimdi panik sırası Sion'daydı.. Cenevre'den geriye kalanlar içinde tabi ki Galatasaray'ın kaçırdığı bir çok gol pozisyonu vardı.. Hele 3-2'yken Hakan'ın altı pastan dışarı vurduğu top unutulacak gibi değildi.. Sonrasında da Lincoln'ün gollük vuruşu. Sonra Karan yine Lincoln... Galatasaray'ın takım olduğunu hatırladığı anlardı bu dakikalar. Üst üste şutlar sonuç getirmedi. Ama unutulmaması gereken zaaflar da oldukça fazlaydı.. Bir kere yan toplarda defans ve Orkun'un duruş ve paylaşımı.. Çok hatalar yapıldı.. Neyse yine de geç kalınmış demeyelim ve umudumuzu İstanbul'da ki maça taşıyalım.. Bir de şunu unutmayalım. Ya rakip Sion olmasaydı?