Ünlü işadamı Ali Sözmen'in Çengelköy'deki malikanesi, şeytani bir planla soyuldu. Kale gibi korunan evde çalışan Moldovalı çift, 500 bin YTL'lik serveti çalıp sırra kadem bastı...
SOSYETEDE DE TANINIYORLAR Polisiye filmleri aratmayan soygunun üzerindeki sır perdesini TAKVİM ortaya çıkarttı. Sosyete ve iş dünyasının ünlü isimlerinden Ali Sözmen ile eşi Pınar Hanımın kale gibi korunan Çengelköy'deki malikanesi, inanılmaz bir planla güpegündüz soyuldu.
TATİLE GİDİŞLERİ FIRSAT OLDU Çengelköy Konakları'ndaki evde çalışan Nikola ve Natali Manastırlı adlı Moldovalı çift, soygunun failleri. Sözmen ve eşinin tatile gitmesini fırsat bilen Manastırlı çifti, değeri 500 bin YTL'yi bulan kıymetli eşyayı çaldı.
150 kiloluk kasa nasıl çıktı? Evdeki 150 kiloluk kasayı Sözmen çiftinin garajdaki arabasına yükleyen Moldovalı Nikola Manastırlı, çıkıştaki güvenlikçileri "Karımın annesi kalp krizi geçiriyor. Doktor getireceğim" diye kandırdı. Kasayı başka bir yere bırakıp eve geri dönen Moldovalılar'ın uçakta yer ayırttığını öğrenen Sözmenler, durumu polise bildirdi. Ancak bu kez de hırsızlar uyanık davranıp uçağa binmedi. Moldovalı çiftin İstanbul'da saklandığı sanılıyor.
***
Sosyete malikanesinden trilyonluk soygun
Bu soygun son yılların en büyük, en organize, en şeytan şaşırtan soygunu ama 10 gündür ilk kez bu satırlarla basına yansıyor....
Sosyete ve iş dünyasının önemli, hatırlı ve başarılı adamı Ali Sözmen ve eşi Pınar Hanım'ın Çengelköy'deki malikanesi güpegündüz soyuldu. Zararın sadece maddi boyutu yarım trilyona yakın. Çalınan mücevherlerin tarihi ve manevi kıymetini hesaba katarsak, iş daha da cüsseleniyor.
ÜNLÜ BİR OTELCİ 80'li yılların başlarında kurduğu MAKPA adlı şirketiyle Türkiye'de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde 5 yıldızlı otellerin mutfaklarını kuran, kısa bir süre önce ise 2 ortağıyla birlikte Teşvikiye'deki eski Sabah-atv binasını Türkiye'nin ilk HIP hoteli (Highly Individual Place) olan Sofa Hotel olarak açan Ali Sözmen, olayı TAKVİM'e şöyle anlatıyor: "Çengelköy Konakları'ndaki evimizde, Nikola ve Natali Manastırlı adlı Moldovalı bir çift çalıştırıyorduk. Yaşları 22-23'tü. 6 aydır bizdelerdi ve pek de hamarat insanlardı. Delikanlı bahçeyi nakış gibi işliyor, çiçekleri, ağaçları, çimenleri evlat sever gibi okşayarak düzenliyordu. Kadın ise koca evi tek başına çekip çeviriyor, bizim hanımın talimat vermesine gerek kalmadan pırıl pırıl tutuyordu. UĞURLAMIŞLAR Eylül'ün 8'inde Çeşme'deki yazlığımıza gitmek üzere evden ayrıldık. Moldov çift bizi kapıdan uğurladı ve "Gözünüz arkada kalmasın. Çok iyi bakacağız her şeye" dedi. Gönül rahatlığıyla ayrıldık. Henüz 3-4 saat geçmişti ki güvenlik evin soyulduğu haberini verdi. İlk uçakla İstanbul'a döndük. Durumu gördüğümüz an başımızdan aşağı kaynar sular döküldü. 150 kiloluk kasa, içindeki mücevherler, epeyce nakit para ve kıymetli evraklarla birlikte gitmişti. Dahası eşime ve bana ait 2 adet lap top, elektronik bazı aletler ve yükte hafif pahada ağır değerli pek çok eşya da çalınmıştı. Bizim arkamızdan kasayı bir şekilde garajdaki arabamıza yüklemişler. Nikola, güvenlikçilere "Karımın annesi kalp krizi geçiriyor, doktor getireceğim" demiş, çıkmış. Az sonra da geri gelmiş. Demek ki kasayı ve eşyaları bir başka araca nakletti. UÇAĞA BİNMEDİLER Hemen polise bildirdik. O gece Moldova'ya uçan bir uçakta yer ayırttıklarını tespit edip havaalanında önlem aldırdık. Herhalde haberleri oldu ve gelmediler uçağa. Ertesi gün Natalie'nin annesi, babası ve teyzesi polis tarafından bulundu. Onlar da bu işin içinde. Ama ispatlanamadığı için savcılık mecburen serbest bıraktı. İkisine de yurt dışına çıkış yasağı konuldu. Muhtemelen henüz ülkeyi terk etmediler, saklanıyorlar. Moldova'da yaşadıkları yer Boburca Köyü. Onların polisi de kendi yönünden araştırma yapıyor. Çok çok üzgünüz. Özellikle eşim babadan, atadan kalan ecdat yadigarı bazı kolyeler, yüzükler ve saatlerin gitmiş olmasından dolayı harap oldu.