Ölü resimler Çarşamba gecesi için berbat anonslar veren bir takımı, "Zicoistifa" diye uğurlayan bir taraftar kitlesi, belki de "son uyarısını" yaptı. Üçlü defansın önünde orta alan zenginliğini düşünen Zico'ya karşılık, meydanı boş bırakan bir Fenerbahçe vardı. İlk dakikalarda duruşlar abartılı, yaratıcılık yavandı. AliBilgin mayası tutmamış gibiydi sağ kanatta. Böyle bir sistemde, kanatlar çalışmazsa, sistemin adı intihar olur. Ve Fenerbahçe'nin küçük adımlarına karşılık, Rizespor krokisi maçtan önce çizilmiş bir pozisyonda golü buldu. Fenerbahçe'nin 10 pasta yapamadığını, Rizespor 3 pasta yaptı.
***
Maç boyu "sahte bir baskının" bocalayan takımıydı Fenerbahçe. Üstelik RobertoCarlos'un bulunduğu kanattan işleyen bir Rizespor gerçeği, üçlü defansın açıklarını da anons ediyordu. Durarak oynayanlar, koşarak pozisyon yaratanlarla çelişkili bir resim oluşturmuştu sahada. Selçuk ve Aurelio ağır çekimdi. Deivid, geri vitesteydi. Kezman'ın boş koşularını dolduracak zenginlik, arkadaşlarında yoktu. Sadece Alex'in mücadelesi dikkat çekiciydi. Sistemin dişlileri işlemiyor diye düşünürken, Rizespor'un diklenmesi bitti ve Kezman çıktı sahneye. Kafayı harika vurdu. "DemekkiKezman'ınhalaaçığavurulmamışsırlarıvarmış" dedim. Aynı Kezman'ın Kürşat'a yaptığı hareketi ayıpladım. Kesin kırmızı karttı.
***
İkinci yarıda mutlak galibiyet düşüncesini sahaya yansıtacak bir Fenerbahçe bekledim. Aurelio'nun kaçırdığı net pozisyonun dışında, pozisyon yok. Bu kadar ağır bir anlayışıyla kazanmak ne mümkün. Bu kadar ölü resimle, geceden canlı çıkmak da mümkün olamazdı doğal olarak. RobertoCarlos'ta bile bir güçsüzlük sezdim. Ayaklarının ritmi de bozulmuş gibi geldi. Selçuk'u, Deivid'i ne siz sorun, ne ben anlatayım.
***
Maçın son dakikaları çırpınış sahneleriydi. Çarşamba gecesi ölü resimler ayaklanmazsa, Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nde erkenvasiyetini hazırlasın. İntihar maestrosu Zico'yu da tepkili günler bekliyor.