Hem sır hem sivil
Millete daha iyi yaşayabilme, iş ve aş bulma sözü veren AKP, bu yeni dönemi de "SivilAnayasa" oyunu ile geçiştirirken şu günlerde bir başka tiyatro sessizsedasız sahneleniyor bile... Her işte ustalaşan ve Ali Cengiz oyunculuklarıyla yıldızlaşanlar devletin yapısı ve sistemin planını ortaya koyan Anayasa'yı bile değiştirip "sivil" adı altında yutturmaya kalkışıyorlar. DünyadaAnayasavehukuklameşgulolanherkesçokiyibilirki;Anayasalardevleti,hukukisehalkıilgilendirir.Öyleiseseçimdençıkarçıkmaz,oncaiçvedışmeselevarkenapartoparyeniAnayasaçalışmasıbaşlatmakdaneyinnesi? Üstelik gizli kapaklı yürütülen, kimsenin farkına varmasına müsaade edilmeyen çalışmaya da "Sivil Anayasa" diyorlar. Garabete bakın ki, sivil dedikleri bu Anayasa'yı bile halktan saklıyorlar. Her neyse; bugünkü konumuz farklı. Bugünkü Anayasa çalışması değil. Ama, en az sivil yutturmacalı bu çalışma kadar tartışılmış bir konu.
Referandumsessizliği Seçim öncesi (22 Temmuz 2007) Türkiye'nin gündemini meşgul eden Cumhurbaşkanlığı iddialaşmaları sırasında AKP'nin inatla aceleyle üstelik "Bizyapalımdagerisinisizdüşünün" anlayışıyla gündeme getirdiği Anayasa değişikliği paketini hatırlarsınız... AbdullahGül' ün Cumhurbaşkanı seçilemediği o günlerde Anayasa Mahkemesi de TBMM'deki oylamada 367 şartını getirince, AKP kendi milletvekilleriyle "Cumhurbaşkanı'nıhalkseçsin,seçimler4yıldabiryapılsın,Cumhurbaşkanı'nıngörevsüresi5yılolsun,TBMM'dekioylamalariçin184sayısıyetersayılsın" kararı çıkartmıştı. Dönemin Cumhurbaşkanı AhmetNecdetSezer'in de referanduma (halkoylaması) götürdüğü o Anayasa değişikliği paketi için de süreç başladı. Referandum için gümrük kapılarında 3 gündür oy kullanılıyor bile... Yani, AKP sayesinde bir taraftan "Devrim" diyerek Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesini de getiren Anayasa taslağı oylaması sürüyor, diğer taraftan da SivilAnayasa adı altında meçhul bir organizasyon yürütülüyor. Ve en acısı da; 21 Ekim'de, Ramazan Bayramı'nın ardından sandığa gidecek olan halkımız ve hatta partiler ve sivil toplum önderleri bu konuda şaşılacak derecede duyarsız davranıyor.
Yenibirseçimolabilir Cumhurbaşkanı'nıhalkseçsin diyenler de Parlamentoseçmeyedevametmeli tezini savunanlar da kulaklarının üstüne yatmış vaziyette... Kimsenin umrunda değil, havası hakim. Oysa, bu referandumun sonucunda "Evet" çıkarsa (ki, çıkması daha ağır basıyor) bu defa, onca tartışmayla seçilen 11. Cumhurbaşkanı AbdullahGül'ün durumu da tehlikeye girecek. Çünkü, referandumun maddelerinden birinde "11.Cumhurbaşkanı'nıhalkseçer" ifadesi yer alıyor. Öyle bir sonuçta, kim ne yapabilir? Türkiye olarak bir defa daha dünyaya kendimizi güldürmez miyiz? Koca koca adamlar, "MilletinMeclisiTBMM'dendahaönemliyeryoktur" diye avaz avaz bağıranlar, şimdi bakıyoruz da topu Yüksek Seçim Kurulu'na atıp "Kararıoversin" diyorlar. Haklı olarak YSK da "Bu,Meclis'inkendigörevi.BizTBMM'ninyerinegeçemeyiz" cevabını veriyor. Anlaşılıyorki,AKP'lilerkendikazdıklarıkuyuyadüşüyorvebudefaçırpınmadabilebulunamayıpseyrediyorlar. Karşı çıktıkları yargı, " kararıversin" diye bekleşiyorlar.