Adını İstanbul koydum O'na değil sana aşık oldum İSTANBUL'un eski kaldırımlarında, başıboş bir sokak köpeğiyim. Şu kör olası şehrin, senden başka tarafını sevemedim. Bildiğim tek doğru var artık. Buşehrekatlanmamınteknedenigözlerin. Fatih, ben seni bulayım diye fethetti bu kenti. Artık, adım gibi eminim. 7 tepesinden de ayrı ayrı baktım aşağı. Ne kız kulesine deli divane olan Galata'yı anladım, ne Topkapı'nın ihtişamına kapıldım. Ne kent rehberinde 'mutlaka görün' yazılı yerleri sevdim, ne boğazın yamacında balık yedim dudağımda kahkahayla. Hiçbirmanzaranınseninkolununaltındaolmadıktansonrakıymetiyok,yaşadımveanladım.Vebenşehr-iİstanbulyerineseninseyrinedaldım. Çünkü öyle güzeldi ki seni seyretmek. Dokunamadığım zamanlarda, uyuduğun anlarda, sıcak gülüşlerinin yamacına bir öpücük kondurabildiğim şanslı vakitlerde. Seni seyretmek öyle güzeldi ki; sen seyredildiğini bilmeden konuşurken, yürürken, yazarken, çizerken, küçük çocuklar gibi sevinirken, göz bebeklerin başka resimlere kayarken ya da bakışların benim bakışlarıma kilitliyken. Her durumda, her ışıkta, her sıradan ya da çok özel günde, seni seyretmek çok güzeldi benim olduğun ya da olmadığın her zaman diliminde. Ve hâlâ öyle. İşte bu yüzden nereye gitsem koşa koşa geliyorum geri. 'İnsan vatanını, toprağını özlemez mi?' diyorum. Methiyeler düzüyorum dosta düşmana bu yaşlı hoyrat, yalnız ama kalabalık şehir için. Amayalan,İstanbul'unanlamısensinbenimiçin. Yoksa hiçbir güç tutamazdı bunca zaman beni bu sağı solu belli olmayan adreste. Kimse ama hiç kimse bağlayamazdı elimi ayağımı bu kadar. Kimse bu kadar umut verip, hiç kimse bu kadar yıkamazdı hayallerimi. Vebenyıkılıpyıkılıptekrardikilmezdimkarşına. Hiçbirinde anlamadın oysa. Saklardım gözlerimi, sustururdum sözlerimi, dururdum uzağında. Gün solarken semamda, biten günle yıkılırdı umutlarım. Hayallerim gömülürdü, kendini okyanus sanan Boğaz'ın sularına. İstanbul'undiğeradısenolmasaydıneğer,toplayıpbavullarıçoktandüşmüştümyollara. Aldatmadıysam seni başka şehirlerle, tek nedeni İstanbul'un kara kaşı, kara gözü, Boğaz'ı, Hisar'ı, Çamlıca'sı için değildi. Hepgerigeldimçünkünefesaldığımtekyerseningölgendi. Bu yüzden bindiğim her yol yorgunu otobüs, beni geri getirmesini bildi. Her uçak daha hızlı çırptı kanatlarını, İstanbul seferini tez bitirdi. Vardı elbet bir bildikleri. Kader bu ya; olur da bir gün senin de en güzel manzaran ben olursam, hayal bu ya; İstanbul yerine benim gözlerime dalarsa; ne olur, o 7 tepeden birlikte bakalım bu yaşlı kente. Günahçıkarayım,afdileyeyimtaşıtoprağıaltınsokaklarınherbirindenayrıayrı. Bir kolun omzumda, elin avucumdayken bir kez, hiçdeğilsebirkeziçimesindireyimİstanbul'unhavasınıkanakana. Eğer gelmezsen, eğer bakamazsam senin yanından yaşadığım topraklara, İstanbul'adüşmanöleceğim. Yazarsın artık mezar taşıma.