Köprüaltı çocuklarıydık
'Köprü6Kemancı' yıllarında 75 kilo, siyah sakallı, şapkasız, parasızlıktan makinesine ancak yan sanayi objektifler takabilen kıçı kırık bir muhabirdim. Mutfak kenarındaki dandik hücreye mahpus olmuş çatlak pisuvardan gelen sidikkokusu, fosilleşmiş yağda kızaran ağırpatatesaromasıyla birleşir, burun direklerimizi kırardı.
HORTLAKLAR Şair Küçükİskender gerçekten de küçük, koruma şefi AyıOrhan tıfıl bir veletti o zamanlar. Metris'ten taze tahliyeli NevzatÇelik, özgür esanslı yeni dizelerini ucuz kağıt peçetelere, müdavim kızların daha da ucuz gözkalemiyle yazardı. GalipTekin, çocuk görse korkupaltınakaçıracak hortlaklı, şeytanlı zehir çizgilerini oracıkta yaratır şavullardı Leman'a.
SINIFATLADIK Sonra bir gün GalataKöprüsü kucağında oturan Kemancı'yla beraber tutuştu yandı. Biz ağlaksuratlarımızı da alıp yukarıya, Sıraselviler'e taşındık. İri cüsseli bir apartmanın giriş katında, nohut oda bakla sofa bir RockBar maketi imar ettik kendimize. Lakin kabımıza sığamadık, az öteye gittik. Bir düğün salonunu alaşağı edip, yıkıp döküp, kırıp sardık. Sınıfatlamış bir yeni Kemancı yaptık kendimize.
GÖMÜLÜNBİRALARA Akabinde mitozbölündük. Önce bir üst, sonra daha bir üst katlara yayıldık. O üç katın 3 ayrı mekanı da ayrı günlerde açıldıydı. 'İşçi-patron'ZekiAteş kendi topunu bana bıraktı hep. Alt,ortaveüstKemancı'ların açılışkonuşmalarını yapmak, "Haydigömülün,ilkgünbiralarbeleş!" demek bana düştü hep.
MADEMÖYLE Yani geçen akşam rastlaştığım o gençler bilemeyip yadırgasa da, babamınevi gibi girmek helalimdi Kemancı'ya.. Diyeceksiniz ki "Helalinse ne işim var burada?" diye sorma... Yaman bir çelişki gibi gözükse de makulaçıklaması yandaki yazımda dostlarım.