Hastane dizisi ve müstahdem Hakkı Metin Akpınar ustanın 'Hastane' dizisindeki muhteşem tiplemesi 'Hastabakıcı Hakkı'yı anımsayın. Nice profesörler, doçentler, uzman hekimleri parmağında oynatan, ilkokul mezunu bir köylü kurnazıydı. Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'ninkini Ali'ye satar, sinekten yağ çıkarır, eczanelerle anlaşır, ameliyat malzemelerini gizli ihaleye çıkarır gül gibi geçinirdi.
DUYUNCA KAHROLDU Gerçek hayatta da Müstahdem Hakkı'lar mebzul. Mübaşir Yaşar Delip de onlardan biri. 1951 Kastamonu doğumlu. Evli, 3 çocuklu. Mezuniyeti ilkokul. Beyoğlu Adliyesi'nde yılların mübaşiri. Okuyup şaşıracaksınız. Koskoca Adalet Bakanlığı'nı sarsan, içine hakimler, savcılar, polis müdürleri ve memurlarının da adları karışan, Adalet Bakanı'na "Duyunca kahroldum" dedirten bir adli skandala Mübaşir Yaşar'ın gölgesi düşüyor çünkü.
MÜBAŞİR YAŞAR BU İŞ BİZLERİ AŞAR!.. Hisar Pavyon, Beyoğlu'nda ünlü bir eğlence mekanı. Yabancı dansçılardan oluşan revüler, yerli yabancı en güzel konsomatrisler, süper ışıklandırma, harika ses düzeni ve elbette sıkı hesap pusulaları. Ancak bütün bunlar çarkı döndürmeye, büyük büyük kârlar elde etmeye yetmiyor. Ve iddiaya göre acilen örgütlenilip, çete kuruluyor. Bu çete polis muhabiri tabiriyle 'kırkayak' bir çete. Her tarakta bezleri, her kapıda kulpları var. Yabancı ülkelerden dansçı, şarkıcı, revü yıldızı, animatör olarak getirilen kızları türlü çeşit oyunlara getirip fuhuş batağına sürüklüyor, gık diyenin başına bin türlü bela açıyorlar. Mekana gelip eğlenen Amerikalı, Alman, Fransız, Çinli ve daha yetmiş millet mensubu turistin kredi kartlarını alıp hesaplarından misli misli para çekmek, haklarındaki diğer iddia.
BASKINLAR BOŞ ÇIKINCA... Bir başka iştigalleri de "taş işçiliği". Yani uyuşturucu mevzuu. Alan, satan, torbalayan, dağıtan kadrolar bunlar. Dahası da var. Yine Beyoğlu'nda kendilerine ait Hisar Otel'de kalan ya da kaçamak yapmaya gelen bazı muteber müşterilere kadın temin ediyor, onları gizli kamerayla görüntülüyor, kimi zaman grup halinde seks ve uyuşturucu partileri düzenleyip gizli çekimleri daha da bir geliştiriyorlar. İşte tam bu noktada işin cılkı çıkıyor. Çünkü yardım yataklık edenler, gizli kameranın görüntülerine takılanlar arasına birkaç hakim, savcı, polis memuru ve amiri de karışıyor.
'SONUNA KADAR GİT' Bu arada gelen çok sayıda şikayet ve ihbar üzerine defalarca baskın yapılıyor söz konusu otel ve pavyona. Ama her ne hikmetse en ufak bir yamukluk bulunamıyor. Ortam son derece nezih, çalışanlar mazbut, kızlar mutlu mesut, müşteriler ise muameleden gayetle memnun. Lakin işin aslı sonunda çıkıyor ortaya. Mali polisin teknik takip yaptığı bir sırada malum çeteden birkaç kişinin konuşmaları telefon dinlemesine takılıyor. Konunun mali polisin görev sınırını aştığı anlaşılınca durum İstanbul Emniyeti'nin üst düzey müdürlerine yansıyor. "Sonuna kadar gidin" emri geliyor en yukarıdan.
ALEMDE GİZLİ ÇEKİM Yüzü o çevrelerde tanınmayan sivil polisler, dedektifler olayı gece gündüz araştırıyor ve acı raporu veriyorlar: "İşin içine bilerek ya da bilmeyerek karışmış bazı hakim ve savcılarla emniyet mensupları da var..." Adalet Bakanı Fahri Kasırga da son derece cesur ve adil davranıp "Gönderin müfettişleri, bu işi baştan sona araştırsın" deyince düğmeye basılıyor. Sonuç vahim. Çetebaşı olduğu iddia edilen Sadettin Ağca ile bazı suç ortaklarının yanı sıra, kimi para, kimi bedavadan yeme içme, kadın kızla muhabbet etme karşılığı iş bitiren bazı yargı mensupları bakanlık müfettişlerinin, Zihni Kızılırmak, Cihan Kumaş, Yusuf Demir, Rubil Gündüz adlı polis memurları da savcıların soruşturmasına alınıyor. Polislerden bazıları tutuklanırken bazıları tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalıyor. H.Ş. adlı bir polis şefi de açığa alınıyor. Daha da fenası bunların da seks ve uyuşturucu partisinde çekilmiş gizli video kayıtları mevcut. Böylelikle çekilmiş 17 ayrı CD var. Bunlardan ancak 2 tanesi ele geçirilebilmiş. Kopyaları olup olmadığı, bunların günü gelince internet ortamına yayılıp yayılmayacağı bilinmiyor.
'MİSAFİR GELİYOR' Bu arada Beyoğlu Adliyesi'nde yıllardır görev yapan Mübaşir Yaşar'ın örgütün lideri olduğu söylenen Sadettin Ağca'yla samimi arkadaş olduğu... Polisin arama izni için savcılığa her müracaat edişinde durumu öğrenip, "Misafirim geliyor, ilgilenin" şifresiyle baskını haber verdiği... Sorgulanan hakim, savcı ve polislerle olan yakınlığını kullanıp onları zaman zaman söz konusu pavyona götürdüğü... Çete üyeleriyle tanışmasını sağladığı söyleniyor. "Peki Mübaşir Yaşar'a ne oldu?" diyeceksiniz. Bütün bunlar, hakkındaki iddialar olarak kaldı. Yaşar sorgusunda "Sadettin Ağca'yı uzun yıllardır tanırım. Kendisiyle samimiyetimizden dolayı adliyeye geldiğinde bana uğrar. Baskınlardan sıkıldığını söyler. Ben de kendisine düzgün çalışmasını söylerim. Tespit edilen tarihte kendisine şaka olsun diye telefon ettim ama nereden ettiğimi şimdi unuttum" dedi ve kurtardı paçayı. Olaylardan çok bunalmış olacak ki geçtiğimiz aylarda emekliye ayrıldı Mübaşir Yaşar.
Servisi 
Metin Akpınar ustanın 'Hastane' dizisindeki muhteşem tiplemesi 'Hastabakıcı Hakkı'yı anımsayın. Nice profesörler, doçentler, uzman hekimleri parmağında oynatan, ilkokul mezunu bir köylü kurnazıydı. Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'ninkini Ali'ye satar, sinekten yağ çıkarır, eczanelerle anlaşır, ameliyat malzemelerini gizli ihaleye çıkarır gül gibi geçinirdi. 
