Kahrolsun kabotaj Yaşasın Denizcilik Bayramı
Malum ülkemiz yarımada. Hatta bir değil iki yarımada. İç denizimiz de var bunlar yetmiyormuş gibi. Tipik deniz ülkesiyiz, yani coğrafi olarak bakılınca. Kıyılarımızın toplam uzunluğu 8.337 km mesela. Buna rağmen bu kadar denizden ve denizcilikten uzak bir ülke olabilir mi? Bir kere bir Denizcilik Bakanlığı bile yok. RamazanMirzaoğlu vardı bir zamanlar. Denizcilikten Sorumlu Devlet Bakanı'ydı. Tek bir falso vardı yalnız. Yüzme bilmiyordu kendisi. Olur ya yüzme bilmez ama belki denizden anlıyordur desek o da değil. Kırşehirli'ydi Sayın Bakan. Malum Kırşehir'de deniz yok. "OnabakarsanUrfa'dadadenizyokamaBekirCoşkunkaptan" diyebilirsiniz. Sayın Bakan'ın o işlerle hiç ilgisi yoktu. "Yüzmebilmiyormuşsunuz" diyen gazetecilere "Çokiyiatabinerim" diyordu. Bir zamanlar donanmalarıyla Akdeniz'de ve tüm dünya denizlerinde efsane gibi dolaşan Türkler'in geldiği duruma bakın. Bugün ülkenin kalan tüm kaynaklarına yabancılar tarafından yapılan sömürme muamelesi öncelikle denizciliğimiz için yapılmış anlayacağınız. Elbirliğiyle bitirmişler deniz sektörünü. Çünkü Türkler en çok orada kuvvetli. 1 Temmuz malum KabotajBayramı olarak kutlanırdı ülkemizde. Ama artık DenizcilikBayramı olarak kutluyoruz çok şükür. Neyi kutluyoruz peki? Mesela üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak yolcuvearaçtaşıyacakferibotlarımızıAvustralya'dangetirdiğimiziçin kutlama yapıyor olabiliriz. Ya da balık kaynayan denizlerimizi kurutmayı başardığımız ve Norveç'denuskumruithalettiğimiziçin . Her tarafı deniz olduğu halde bu kadar denize sırtını dönen bizim gibi bir ülke daha yoktur herhalde. Ama olsun, yine de 1 Temmuz Denizcilik Bayramı olarak kutlanacak bundan sonra. Çünkü kabotaj anlamını tamamen yitirdi. Kabotaj hakkı bir ülkenin kendi limanları arasında kendi gemileriyle yolcu ve yük taşımacılığı yapmasını sağlıyor. Yabancı gemiler bunu yapamıyor. Peki biz taşıyor muyuz kendi limanlarımız arasında yolcu ve yük? Ne gezer? O zaman niye kutlayalım ki Kabotaj Bayramını? Denizcilikdiyelimdahaiyi.