Kalem kırmak
Hey gidi yıllar hey. 1980 yılında, hem üniversitede okuyor hem Milliyet gazetesinde karanlık odada film yıkıyordum. Dönemin en önemli haberlerinin filmlerini. Yasaklanmış haberlerin, basılması imkansız fotoğraflarına gözlerim şahitti. Bir mahkeme salonu, verilen kararlar sonrasında marş söyleyen delikanlılar. Kırılan kalemler... Ölüm kararını marşla karşılayan gençleri susturmak için, ellerini o insanların boğazına kelepçe gibi takan görevliler. Yüzlerce kitap okumuş, analarının el emeği göz nuru insanların, darağaçlarına bu denli kolayca gönderilmesi hep aklımdadır. Onları yaşatsaydık, bugünlerin yaşanmayacağını da her zaman düşünmüşümdür.
***
O delikanlılar bir kez öldü, analar bin kez. Bu ülkenin görüp görebileceği en yürekli dönemin bacakları kesildi, elleri kesildi, yolları kesildi. DenizGezmiş'in son isteğiydi Rodrigo'nunGitarKonçertosu ... Hâlâ dinliyorum...
***
Bazen mazi kefil olmaz geleceğe. Bugün inanmadıkları partilere oy verenler... Bugün suskunluk meydanlarında olan biteni yorgun gözlerle izleyenler. İşçilerin çaresizliğine kıllarını bile kıpırdatmayanlar. 12 Eylül öncesinin ve sonrasının işkence gören, asılan ya da hapishanelerde çürütülen delikanlılarının geride kalan ailesidir. Yaralı kuşağın birinci derece yakınları.
***
Şimdi, makas değiştirmiş bir tren, son hızla karanlığa doğru yol alırken, hep aynı soruyu soruyorum kendime. "Katledilen68ruhu,buülkedenintikamınımıalıyor?" diye...
***
Ve bu rezil, bu çürümüş düzende, filmi başa sarıp sarıp düşünüyorum. Acabakendigünahlarınamıkalemkırmalıydıyargıçlar?
***
19Haziran2007 - Yulaflı köy yemekleri ye... - Çocukları öğle uykusuna yatır...
***
Orası bir başka dünyadır Unuttuğumuz Hor gördüğümüz Yiğidini ölümlere Aydınını hapislere Sürdüğümüz Uzakdoğu Ortadoğu Yakındoğu Verelim morfini Biraz daha Uyanmasın sakın doğu