Olumlu düşüncenin 'sağlığımız ve gençliğimiz' üzerindeki etkisi (3)
Yazı dizimize en zor şartlarda bile olumlu düşünebilen bir örnekle devam etmek istiyorum. Siren Ertan'la yıllar önce Pera'da bir davette tanışmıştık. Yine göz kamaştıracak kadar güzeldi. Basında resimlerini gördüğümde, "AllahbuBarbiebebekgibikadınınazarlardankorusun" diye dua ederdim. Göz önünde olan, dikkat çeken insanlar maalesef ki menfi duygulara maruz kalabiliyor. O gece yine gözler onun üzerindeydi. Sessizce yanına yaklaştım. Kendimi tanıtırken ona hayran olduğumu söyledim. Yüzündeki mutlu ifade, samimiyetimi hissettiğini gösteriyordu. Oralarda aramızda oluşuveren sıcak dostluk artarak bugünlere geldi.Tanıdıkçadahaçoksevdim.Yardımseverliği,çalışkanlığı,azmi,eşinevedostlarınaolanbağlılığıörnekalınacakboyuttaydı. Ve bir gün, bu özel kadının kanser olduğunu öğrendim. Nasıl arayacağımı, ne diyeceğimi bilemedim. Aynı dönemde özel hayatımda yaşadığım sorunlara üzüldüğünü de biliyordum. Siren'iziyaretegittiğimdeiseşaşkınlıkvemutlulukduygularınıbiraradayaşadım.Neşeli,güleryüzlü,aslaşikayetetmeyenvebuzorhastalığınbileçirkinleştiremediğibirkadınvardıkarşımda... Oysa iki-üç haftada bir aldığı kemoterapilerin yan etkisiyle oluşan mide bulantıları ve baş ağrıları onu günlerce perişan ediyor. Bu sürede eve kapanıyordu. Sonra bunca acıyı çeken o değilmiş gibi, hayatına devam ediyordu. Bu yazıyı hazırlarken televizyonda gördüm onu. Çocukların eğitimine katkı amaçlı düzenlediği defilenin finalinde yürürken inanın, prensesler kadar asil ve zarifti. Zamanındayaşadığıbüyüküzüntülernedeniyleyakalandığıbuzorhastalıklasavaşırkenbileyüzündentebessümeksikolmayan,yenihedeflerleveprojelerle,azimleyaşamasarılanSiren'in;düşüncelerindeümitsizliğe,karamsarlığayeryok.OnunlaaynıkaderipaylaşanhastalarınyolunuaydınlatanbirışıkoldugüzellergüzeliSiren'im...