Yılmaz Özdil...
Gazetecilik kolay artık. Güçlünün yanında duracaksın, ülkenin bölünmesine kalem oynatacaksın, Amerikan eri pozisyonunu alacaksın. O zaman, düzenin en kral adamı olarak, denizde karada ölüm yok. Ama hâlâ haklının yanında olan ve ülke sevgisinin katıksız savunmasında safları dolduran bir gazeteci tanıyorum. Eski bir çeşmenin suyundan. Gazeteciliğin huyundan gelen adam. YılmazÖzdil... Şakağına kurşun dayalı gazeteciliğin neferi.
***
Korkarak gizlenenlerin yerine ayakta duruyor YılmazÖzdil . Meydanlara sığmayan haykırışlar, onun Sabah gazetesindeki köşesine sığıyor. Satırları, vatandaşa cesaret aşısı. Cümleleri, korkusuz asker duruşu. Yaralı askeri sırtında taşıyan diğer yaralı asker gibi.
***
Kanı petrole dönüştüren gazetecilik sisteminde yer almamak, herkesin harcı değilken, YılmazÖzdil'in toplum saflarında durması, bir mesleğin onurudur. Ondaki cesaret kadar, bilgi birikimi, cümlelerindeki sihir ve gazetecilik ruhudur, bana bu satırları yazdıran.
***
"Birkişiiçingazetealınırmı?" diyenler vardır. Evet alınır. Ben koca Hürriyet gazetesini sadece BekirCoşkun'u okumak için satın alıyorum. Sabah gazetesini de YılmazÖzdil için alıyorum. Onlar tek başına gazete. Her satırı bir sayfa...
***
Dört yanı delinmiş Bir tekne gibi Hızla batıyoruz Karanlığın denizine Yarınlar yıkılmış Damarlar tenha Hayat cehenneminde Umutlar yanmaktadır Memleketim uyan Uyan uyan Uyan ki akrepler Uyanmaktadır
Muammer HACIOĞLU
***
12 Haziran 2007
- Çocukları ekrandan uzak tut... - Birini güldür... - Pencerene sineklik yaptır....
***
Ertuğrul Günay, "CHP halkı unuttu, AKP halkçı oldu" diyor. CHP'de aklınıza gelmeyen halk, AKP'de mi gelecek yani? Gözümü yaşarttınız!
***
Haksızlık önünde eğilme. Hakkınla birlikte şerefini de kaybedersin.