Turizmcinin perhizi KDV'nin turşusu
Seçim öncesi turizmci teşvik edildi ve KDV önümüzdeki yılın başından itibaren indirildi ama işin içinde perhize zararlı bir de turşu var. Her şey dahil satış yapanlar içki için de yüzde 8 KDV tahsil edecekler ve bunun karşılığında da içki için ödedikleri KDV'yi indiremeyecekler. Geçen hafta Bakanlar Kurulu'nun indirim hakkını kaldırma yetkisi olup olmadığını daha sonra ele alacağımı yazdım. Şimdi konuya gelelim. KDV Kanunu'nun 36'ncı maddesinde Bakanlar Kurulu'na indirim hakkını kısmen veya tamamen kaldırma veya yeniden koyma ve bu şekilde indirim hakkı kısıtlanan mal veya hizmetleri belirleme yetkisi verilmiştir. KDV, indirim mekanizması olan bir vergi. Mükellef tahsil ettiği vergiden alışlarında yüklendiği vergiyi indirir. Artanı devlete öder. Bu yetkisi kullanılır ve indirim hakkı kaldırılınca KDV, şelale tipi vergi olur. Adil bir vergi olmadığı zaten bilinen KDV, nihai tüketicinin tepesine yüksek bir şelaleden düşen su basıncıyla vurur. Satıcı malı alırken ödediği KDV'yi mahsup etmeyip maliyete ekler, buna göre fiyat belirler. Bu fiyat üzerinden KDV tahsil eder ve tahsil ettiği vergiyi aynen devlete öder. Bu her aşamada böyle devam eder. Taa ki, nihai tüketiciye kadar. Diyelim ki, üreticinin 100 liraya sattığı mal 10 defa el değiştirdikten sonra nihai tüketiciye 200 liraya ulaşıyor. KDV oranı yüzde 18 iken bu mal için tüketici 36 lira KDV öder. Bakanlar Kurulu bu yetkiyi kullanırsa her aşamada ödenen KDV maliyete eklenir ve buna göre fiyat belirlenir. 100 liraya alınan malın KDV'si indirilmezse maliyeti 118 lira olur. Buna satıştaki KDV de eklenince satıcının zarar etmemesi için fiyatın en az 140 lira olması gerekir. 100 liralık mal 10 defa el değiştirir ve her aşamada 10 lira kâr konulursa mal tüketiciye ulaştığında fiyatı KDV dahil 759 lira olur. Bunun 200 lirası ilk üreticiden perakendeciye dek dolaşımın içinde yer alanların aldığı bedel, 559 lira ise KDV olur.
Anayasa'ya aykırı Görüldüğü üzere, indirim hakkının kaldırılması yeni vergi koymaktır. Oysa Anayasa'nın 73'üncü maddesine göre vergi yasayla konulur ve yasayla kaldırılır, Bakanlar Kurulu vergi koyamaz. Yetki Bakanlar Kurulu'na 1984 yılında KDV Kanunu çıkarken verildi. Şimdiye dek kullanılmadı ama şimdi kullanılıyor. Yetki veren yasa hükmü Anayasa'ya açıkça aykırı. Turizmciler KDV beyannamelerini itirazi kayıtla verip dava açarlarsa mahkeme konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürür ve hüküm iptal edilir.