Şehitlerin anlamı
Bırakın barış ortamını, bir ülkenin 7 askeri, savaş halinde bile aynı anda can verse, o ülkede yer yerinden oynar. Siyaset çalkalanır, bürokrasi rahatsızlanır, ekonomi hareketlenir. Sosyal hayat durur, eğlence dünyası susar, medya tek ses olarak ortak tepki verir. Ülkenin üniversiteleri, aydınları ve sanatçıları hop oturup hop kalkarlar, topluma önderlik ederek, askerlerin katledilişini kıyasıya kınayıp derin öfkelere tercüman olurlar. Hatta, ülkede "yas" da ilan edilir. Bayraklar yarıya indirilip radyo ve televizyonlar matem yayını yapar. Kamu veya özel sektör işyerlerinde topluca törenler düzenlenip duyarlılık sergilenir. İbadethanelerde dualar edilir.
Laylaylom hayat Uzatmayalım, Tunceli'de 7 vatan evladımız şehit düşüyor ama, Türkiye'de hayat aynen devam ediyor. Siyasetçi liste, bürokrat makam, işadamı para peşinde koşuyor. Laylaylom hayat aynen sürüyor. Teröre verdiğimiz şehitler sıradan bir trafik kazası kayıpları gibi görülüyor. Ne matem ne yas havası, ne de farklı bir olağanüstülük! Sadece şehitlerin memleketlerinde yaşanan acı ve tepkiler var. Ay-Yıldızlı bayraklara sarılı tabutları görünce intikam yemini eden Türk çocuklarına sarılan anne-babalar göze çarpıyor. Ve ateşler, bu şekilde düştükleri yerleri yakmayı sürdürüyor. Şehitlerin sayısı arttıkça hükümet bile ortalarda görünmüyor. Günde, 10 ayrı yerde 10 defa konuşan, o herkese laf yetiştiren "bıçkınlar" da ağızlarına kilit vuruyor. Anlaşılan o ki, kabadayılıkları masum halka! Kahpe terör onları da susturabiliyor.