Beşiktaş'ın efsanevi kaptanı, Fatih hocaya hala kırgın olduğunu söyleyerek, "Ayaklarımın üzerinde durarak bu olayın üstesinden geldim" dedi. Şifo, "O gün rakibe o tekmeyi en son atacak kişi bendim. Bu olayın kariyerimi sarstığını düşünmüyorum. Her şerden bir hayır doğar" dedi.
SiyahBeyazlı kulübün yeni Divan Kurulu üyesi ve eski yıldızı Mehmet Özdilek, gelen hocalık tekliflerini kurduğu futbol okulundaki çocuklar için zevkle geri çevirdiğini dile getirdi. 7 Şubat'ta da cezası sona eren Şifo Mehmet, yıllık zirvenin ardından ancak vizyonda hem fikir olabileceğim kulüpler ile çalışabilirim" diyerek yaşamının dünü ve bugünü hakkında TAKVİM'e konuştu:
Futbol kariyenize bakıldığında oldukça temiz. Bunu nasıl başardınız? Futbolun içinde 26 sene bulunmuş bir futbolcu olarak dönem dönem sıkıntı yaşamam kaçınılmazdı. Mutlaka pek çok arkadaşım aynı sıkıntıları duymuştur. Hayır, diyen yalan söylemiş olur. Fakat en önemlisi; böyle zamanlarda işin içinden nasıl çıkılacağıdır. Dolayısıyla ben o süreçlerden düzgün düşünerek, doğru hamleler yaparak, ayakta kalarak ve işimi ciddiye alarak geçebildiğimi düşünüyorum. Futbolda 1981-2001 yılları arasındaki konumum, 1988'den itibaren 13 senelik Beşiktaş serüvenim, başarılarım ve kaptanlık hayatım, derken çok uzun zaman gibi fakat bir o kadar kulüpte oynamadım. Bu da istikrarla alakalı tabii... Bunların yanında zorluklar da olmadı değil. Ama işime saygı duyan, görevimi en iyi şekilde yapmaya çalışan ve performansımın yanı sıra saha dışındaki yaşam tarzımla da topluma örnek yapıda bir kişiliktim. Sorumluluklarım da zaman zaman yoruyordu. Ama bu yükümlülüğü kimse zorla vermedi, kendi tercihimdi.
Jübileniz sonrasında elde ettiğiniz yüksek miktardaki gelirin tamamını Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın (TEGV) Milyon Çocuk Kampanyası' kapsamında 250 bin çocuğun eğitimine hibe ettiniz. Böylesine hayırlı ve oldukça cömert bir davranışa sizi sevk eden neydi ya da kimdi? Daima doğru kararlarla doğru işler gerçekleştirdiğime inanıyorum. Jübile dönemimde yoğun çalışmayla Türkiye'de Türk gençliğinin geleceğine destek vermek adına çok büyük bir kampanya oldu. Bu düşünce karşısında futbolu ve eğitimi bir arada düşünen kişilik olarak ön plana çıktım. Bu organizasyonda yine doğru kişilerin ve kurumların birleşmeleri de önemliydi. Benim, Beşiktaş takımının, TEGV'nın, Fatih Terim'in ve Milan takımının... Yani bu işte tüm taşlar yerini bulmuştu. Özverili çalışmalar sonucunda Türkiye'de unutulmayacak bir jübile gerçekleşti.
Çocuklar ve eğitim adına başka girişimleriniz var mı? Futbolda sözleşme sezonluk yapılır. Ama ben Eğitim Gönüllüleri ile imzayı ömürlük attım. Kendileriyle her türlü çalışmada her zaman varım. En son Eğitim Arenası'nda da düzenlenen bir organizasyonda çok yüksek rakamlar toplandı.
Siyah-Beyazlı takımdan eski arkadaşlarınız Zafer Öğer ve Şenol Fidan ile kurduğunuz futbol okulunda hedeflediğiniz standartlara ulaşabildiniz mi? Okul projesine başlarken büyük tanıtımlarda bulunmadık. Sadece internet sitesini kurarak ve kanalda gösterilmesi için fragman çekerek 95-96 doğumlu olup, herhangi bir kulüpte lisanslı oyuncu ve İstanbul dışından olmamak kaydıyla kız-erkek ayrımı yapmadan başvuruları aldık. Okulumuzda tabiri caizse sokak futbolundan gelen bu çocukların öncelikle sportif anlamda gelişim ve bilgilerini artırmak için eğitim veriyoruz.
FIFA'dan aldığınız 12 aylık men cezası 7Şubat'ta sona erdi. Antrenörlük görevinize devam etmeyi düşünmüyor musunuz? 2006 Kasım tarihlerinde futbol okulu projem için 2-3 aylık yoğun bir araştırma yaparak kurma kararı aldım. Bu süreç içinde bazı Süper Lig takımlarından teklif aldım. Ama çocukları kapsayan bu projede olmak adına teklifleri zevkle pas geçtim. Futbolu bıraktığımda da söylemiştim; ve hedeflerime ulaşabileceğim ve belli başlı tercih edebileceğim kulüplerde çalışmaya varım. Ancak istemediğim yerde asla olmam'.
16 Kasım 2005'te İspanya-Türkiye maçında rakip Behrami ve Huggel'e attığınız tekme üzerine istifa ettiniz? Neden görevinizi bıraktınız? Yaptığım hareketi çok doğru bulmadığım için görevimi iade ettim. İnsanlarımız neyin ne olduğunu bilmeden yorum yaptığından uzun süredir de bu konuda konuşmadım. Bugün de öyle bir olay yaşasam, yine aynı kararı verir ve görevimi kesinlikle bırakırım.
Milli Takım antrenör yardımcısıydınız. Kariyerinize etki edecek böyle bir harekete size iten neydi? İsviçre karşılaşmalarının atmosferi çok yüksekti. Davranışıma kazanma arzusunun getirdiği hırsın yarattığı tepki diyebiliriz. Hayat devam ettiği sürece insanın başına neyin nerede nasıl geleceğini kimse bilemez. Dünyanın birçok yerinde milli maçlarda yaşanabilen böyle bir hareketi belki de yapacak en son kişi olduğum, yani geçmişimle bağdaştıramadığım için üzüldüm. Ama kariyerimi etkilediğini de düşünmüyorum.
Fatih Terim'in üzerinizde bir etkisi olmuş olabilir mi? Fatih hoca niye yanınızda olmadı? Fatih hocanın hepimize o günlerde İsviçre takımını eleyebilecek güçte olduğumuzu, ayrıca sakin ve konsantre olmamız gerektiğini söyledi. Ama tabii ki, olay sonrasında yalnız kalmış olmam kolay değildi. Kırgınlığım var tabii. Nedenini de kendilerine soracaksınız. Fakat ayaklarımın üzerinde durarak alnımın akıyla ve duruşumla üstesinden geleceğimi biliyordum. Yaptığım hareketi doğru bulmadığımı hep vurguladım ve istifa ettim. Herkes kendi adına bir ders aldıysa, inşallah bundan sonra bu tür hadiseler olmaz.
Sergilediğiniz davranış doğru olmayabilir, ama haklılık payı var mıydı? İnandığınız konu karşısında aynı hareketi yapar mısınız? Yaşanan olayda ben çok sert bir tekme yedim. Fiili darbeyi ilk yiyen bendim. Çektiğim acı neticesinde etkiye tepki olarak hoş olmayan bir hareket yaptım. Sonuca katlanmak zorundaydım. Davranışım doğru, demiyorum; ama 12 ay boyunca futbolun dışında kalmak da hiç kolay değil.