Sevenler yaşlanır ama ihtiyarlamaz
Etrafınıza şöyle bir bakın. Ne genç insanlar görürsünüz. Neşesiz, ümitsiz, sanki solmuş bir çiçek gibidirler. Bazıları ise yaşları ilerlediği halde hareketli, başarılı ve sağlıklıdırlar. Peki, nedir bu işin sırrı? Son yıllarda gündemimizin neredeyse baş sıralarında olan anti-aging konusunda yapılan istatistikler; seven ve sevilen insanların sorunlar karşısında daha güçlü olduklarını, bardağın sadece boş tarafını görmediklerini, iyimser, huzurlu, ümitlerini kaybetmeyen, sosyal ilişkilerinde başarılı, ürettiklerini devam ettiren insanlar olduklarını ve ilerleyen yaşlarına rağmen ihtiyarlamadıklarını göstermektedir. Sevmekten, sevilmekten yoksun olanların ise sağlıklarının bozulduğu, karamsar oldukları, umutlarının kalmadığı, çabuk çöktükleri ve ihtiyarladıkları görülmektedir. Bazı insanların 25 yaşında ihtiyarlamaları, bazılarınin ise 75 yaşında bile genç kalmaları sebebsiz değildir. Şöyle bir söz vardır: "Sevmemekvesevilmemekateştendahayakıcıdır". Gerçekten de bir an sevgisiz kaldığımızı, kimsenin bizi sevmediği düşünelim. Kendimizi ne kadar yalnız ve çaresiz hissederiz. Biryerdeokumuştum;"Benzenginolmakistemiyorum,sadecesevilmekistiyorum"diyordugüzelliğihâlâgözlerimizinönündengitmeyenMarilynMonroe.Şöhret,mal,mülk,herşeygelipgeçicidir.Kalıcıolansadecesevgi,sıcakilişkiler,ailemizvedostlarımızdır. Gerçekten de sevgi alışverişinin canlandıran, gençlik ve mutluluk veren gücünden yararlanmasını bilenler ne kadar yaş alırlarsa alsınlar ihtiyarlamazlar.