Olumlu düşüncenin 'sağlığımız ve gençliğimiz' üzerindeki etkisi (1) Olumlu düşünebilmeyi öğrenmemizin ne kadar hayati bir konu olduğu bugün tüm dünyada bilimadamları tarafından ısrarla söylenmektedir. Yıllardır çeşitli ülkelerde yapılan akademik çalışmalar ve sayısız deneyler gayet net bir şekilde bu gerçeği gözler önüne seriyor. Görünen o ki; en ağır hayat şartlarına rağmen olumlu düşünebilen insanlar dimdik ayakta kalabiliyor, yaşadıklarından payına düşen hayat dersi çıkarabiliyor ve güçlenerek yoluna devam ediyor. Hepimiz kendi içimizde ve çevremizde genelleştirecek olursak ülkemizde hatta dünyamızda sorunlar yaşıyoruz. Maddi-manevi geleceğimize yönelik endişeler taşıyoruz. Haklıyız da üstelik. Gün geliyor ağlıyoruz, çaresiz hissediyoruz. Ağlamak da gülmek gibi bir ihtiyaçtır ve kalbi güçlendirir. Yalnız şunu unutmayalım ki; sahipsiz değiliz ve aklımız var. Bize düşen, ümidimizi asla kaybetmeden aklımızı pozitif düşüncelerle ve sevgiyle besleyerek kullanabilmektir. Yeter ki, doğru yoldan sapmayalım. Geceler karanlık ama sabaha karşı güneş doğuyor ve yeni bir güne başlıyoruz. Yeni günümüzü yeni umutlarla, hayırlarla ve şükürlerle karşılayalım. Sağlıklı yaşayabilmek, ruhen ve bedenen genç kalabilmek istiyorsak, mutlaka olumlu düşünmeyi benimsemek zorundayız. Hepimiz tek tek kararlı ve azimli olarak bunu başarabilirsek, yaydığımız pozitif enerjiyle büyük bir sinerji yaratabiliriz. Nasıl mı? Haftaya devam edeceğiz.