3 farklı anket
Çeşitli anketler yayımlanıyor. Geçtiğimiz hafta Tempo'nun A&G Araştırma Şirketi'ne yaptırdığı anket, AK Parti'yi % 41.3 ile açık ara önde gösteriyordu. Diğer partilerin oy dağılımı ise şöyleydi: CHP % 13.6, MHP % 6.9, DYP % 4.7, ANAVATAN % 3.2, Genç Parti % 3.9, Kararsız % 14.4 Tempo, DYP ile ANAVATAN'ın Demokrat Parti (DP) çatısı altında birleşmesinden bir sinerji doğacağını, böylece DP'nin % 10 barajını aşacağını belirtiyordu. % 14.4'lük kararsız kitle dikkate alındığında, MHP de barajı aşabilir.
***
Dün Yeni Şafak'ta yayımlanan ANAR'ın anketi ile Tempo'nunki birbirine yakın. Hatta Tempo, AK Parti'yi daha da yüksek göstermiş. ANAR, "bugün seçim olsa" AK Parti'ye oy vereceklerin oranının % 38.3 olduğunu belirtiyor. Kararsızların oranı % 15.8, CHP-DSP % 14.7, DP % 7.9, MHP % 5.5, GP % 4.6.
***
Vatan gazetesi ise Yeni Şafak ve Tempo'nun araştırmalarından daha farklı bir tablo ortaya koyuyor. Kararsızlar dağıldıktan sonra, AK Parti ancak % 29.6, CHP % 19.2, DP % 15.3, MHP % 10.3 olabiliyor.
***
Bütün bu anketlerden çıkarttığımız sonuca göre, DYP+ ANAVATAN'ın barajı aşması kuvvetle muhtemel. MHP'nin de böyle bir şansı var. Ayrıca, Demokratik Toplum Partisi'nden bağımsızlar da Meclis'e girebilecek. Parlamento'daki ikili yapı yerine çok parçalı bir siyaset manzarası ortaya çıkabilir. Şunu da hemen ilâve edelim: CHP, DSP ile uzlaşırsa, Meclis'te bu 2 parti hemen birbirinden ayrılacaktır. Erkan Mumcu, Demokrat Parti çatısı altında kalır mı, bunu tam olarak bilemiyoruz. Demek, % 10 barajına rağmen, en az 3 parti, DTP'li bağımsızları da hesap edersek en az 4 parti Meclis'te temsil edilecek; MHP ile 5 olma ihtimali bile var. Ayrıca, seçimlerden sonra, birbirlerinden kopacakları için, Meclis'teki partilerin sayısı daha da artabilir. Bununla beraber, AK Parti'nin % 38-42 oy aralığının altına düşeceğini pek sanmıyoruz. AK Parti % 40'ın üstünü yakalarsa, tek başına iktidar da olabilir ve ülkemiz yeniden istikrarlı bir ortamda gelişmesini sürdürür. Henüz kampanyalar başlamadığı için, meydanların sesini dinleyemiyoruz ve gelişmeleri hakkıyla değerlendiremiyoruz. Tandoğan, Çağlayan ve İzmir meydanlarından gelen sesler ise maalesef muasır medeniyeti yakalamaktan uzak: "Ne ABD, ne AB, tam bağımsız Türkiye" Ayrıca bu meydanlar, kışkırtıcılık kokmaya başladı. Laiklik adına, başörtüsü düşmanlığı yapılıyor. Parti mitinglerinde hiçbir lider buna cesaret edemez. Ama gördük ki, Tandoğan'da, Çağlayan'da, İzmir'de mikrofonu eline alan konuşuyor. Bu sayede Necla Arat ve Nur Serter, siyasette kendilerine yer bulabildi. Bakalım, onların CHP'ye getirisi ne olacak?