Duruş!
En son söyleyeceğimi, en başta söyleyeyim.. Bu yazı, kesinlikle bir özür yazısı değil.. Bu yazı, bir korku, sindirme ya da tehditlerle kaleme alınmış bir yazı kesinlikle değil.. Çünkü ben bildiğim yoldan şaşmam.. Bu yazı, 10 yaşındaki küçük İsmail'e verilmiş söz üzerine yazılmış bir yazıdır.. Size İsmail'i tanıtmadan, önceki gün yaşadığım bazı gelişmeleri aktarayım; Beni okuyanlar ve yakından takip edenler iyi bilir. Elinizde tuttuğunuz, para verip aldığınız bu gazetede haftada bir gün, yani her çarşamba yazı yazarım. Bu yazıları beğenen de olur, eleştiren de.. Beni arayıp tebrik edenlere teşekkür ederken, tepki gösterenlere kızmam.. Çünkü herkesin fikri ayrıdır.. Zaten herkesin fikri aynı olsa demokrasi olmaz.. Şimdi anlatacağım olaylar, önceki gün kaleme aldığım "BirBeşiktaşlıduruşudurgidiyor'' yazım üzerine gelişti.. Yazı, belki de bugüne kadar hiçbir yazının görmediği ilgiyi ve tepkiyi gördü.. Binlerce mail, yüzlerce telefon aldım.. Birçok telefona yetişemedim. Beni cep telefonumdan arayanlara bile gece geç saatlere kadar cevap verdim. Eleştirilerini dinledim. Bazılarıyla da karşılıklı tartıştık. Efendi olanlarla dakikalarca konuştum, küfür edenleri telefon numaram savcılıkta olduğu için oraya devrettim. Yani şunu demek istiyorum; telefonlara çıkmamazlık yapmadım. Başkaları gibi yapıp kaçmadım. "Buradayok'' hiç dedirtmedim. Beşiktaşlılar bu yazı ile gururlarının incindiğini belirtirken, başta Fenerbahçeliler olmak üzere geniş bir kesim de gerçekleri dile getirdiğimi söyledi.. Belki telefon konuşmalarını dinletemem, ama isteyene bu mailleri ve faksları gösterebilirim.. İşte, bu yazının yazılmasına neden olan küçük İsmail de beni arayanlardan biriydi.. İsmail:"Meriçabi..Benimismimİsmail..Ben10yaşındabirBeşiktaşlıyım..Özelbirilköğretimokulundaöğrenciyim.BugünokuldaarkadaşlardanbiriningetirdiğiTakvimgazetesindekiyazınızıokudum.Canımçoksıkıldı..SınıfımdakibazıFenerbahçeliarkadaşlarımdayazınızıokuduvebenimlealayederek,'Baksizintakımiştebu'dedi..NeolurbanaBeşiktaş'ınböyleolmadığınıanlat.Bu,sendenküçükbirtaraftarınisteği'' deyince inanın çok duygulandım.. İsmail'i dinledikten sonra telefonu babası Kemal bey aldı ve "Meriçbeysizideüzdük.Amaİsmaildeçoküzüldü.İsmail'inhayattaençokdeğerverdiğişeyailesindensonraBeşiktaş'tır..OnubenveamcalarıBeşiktaşlıyaptık.VeonaBeşiktaşhakkındahepiyişeylerdensözettik..Ancaksizinyazınızıokuyuncaçokbunaldı.Fenerbahçeliarkadaşlarıdabugünokuldaonunlaçokalayetmiş..Neolurbununböyleolmadığınıyazın.Yazınki,oyazıyıdaİsmail'eokutayımve'BakMeriçbeysenikırmamış'diyeyim'' dedi.. Ben, sonuçta bir yazı yazdım.. Bu yazının nereye, hangi adrese gittiği belli. Yazıda belki bazı ifadeler maksadını aşmış olabilir. Ancak ben her Beşiktaşlı'yı kastetmedim. Yani olayı camia boyutuna taşımadım. Ama anladım ki, yazım bazı kesimler tarafından yanlış anlaşılmış.. Hani, "Benibirteksenanladın,amayanlışanladın'' ifadesi gibi olmuş. Bilmeden bir kesimin ve İsmail gibi küçüklerin de kalbini kırmışım.. Neyse.. Sağlık olsun İsmail.. Umarım şu an kazandığınız kupanın keyfini sürüp, önceki gün seninle alay edenlerle gırgırını geçiyorsundur.. Ve yine umarım bir gün seninle karşılaşır ve Beşiktaş'ı tartışırız. Kendine iyi bak kardeşim..